Celestina Risalesi
(Zamanın ötesine düşmüş bir kadının,
içsel nurla bezenmiş risalesi)
“Beni ararken kendini buldun,
Kendini kaybederken beni duydun…”
1. Celestina’nın Aynası
Gözleri, yıldız tozundan örülmüş bir yalnızlıkla bakardı.
Her bakış, bir “neden?”in, her susuş,
bir “kimim?”in cevabını arardı.
Celestina, kendine doğmadan önce, başkalarının kurgusunda yaşamıştı.
Bir gölgeydi. Bir eş. Bir paye. Bir süs.
Bir yük.
Ve nihayet bir “boşluk”.
Fakat aynaya son kez bakarken, yansıması geri çekildi.
Zira, öz benlik, artık kendini seyretmeye değil, yansımadan özgürleşmeye hazırdı.
O ân, Celestina içinde bir nehir gibi doğdu:
“Ben, ben olmaya geldim. Adımı kendi sesimle çağırmaya.”
2. Kalbin Zifiri Vakti
Her aşk, bir türkü gibi başlar;
Ama bazıları ağıttan da önce gelir.
River’la göz göze geldiği ilk an,
Celestina, içinden geçen kehaneti fısıldadı:
“Bu, ya yıkımın ya doğumun olacak.”
River bir isim değil, bir arayıştı.
O, kendi deltasını bulamamış bir nehir.
Celestina ise, toprağına kök salmak isteyen bir dağ çiçeği.
Biri akmak isterken diğeri durmak istiyordu.
Ve zaman, onları bir an için eşitledi:
İmkânsızlığın mucizeye çarpması gibi.
3. Kadim Rüyalar Sahnesi
Angelique rüyasına girdiğinde, ona şöyle dedi:
“Sen bu çağın değil, çağların kadınısın.
Kendi geçmişinden doğacaksın;
Ama bir daha asla oraya dönmeyeceksin.”
Celestina anladı ki, uyanmak bazen
yeniden rüya görmeyi gerektirir.
Ve o günden sonra yürüdüğü her yolda
ayağının altında parlayan taşlar,
bir zamanlar kendisi için ağlamış kadınların gözyaşlarıydı.
4. Kurabiyenin Sırrı
Yaşlı bir kadın eline bir kurabiye uzattı.
“Kır ve bak içine,” dedi.
Celestina kırdı ve içinden duman gibi
bir şiir yükseldi:
“Bir kadının içi,
Kırıldığında dağılmaz,
Yeniden şekil alır.
Ve içindeki her fırın,
Kendi güneşini pişirir.”
5. Vuslat ve Yokluk
Celestina sonunda anladı:
River ona aşkı değil, kendinden taşmayı öğretmişti.
Angelique ona bilgeliği değil, iç sesiyle konuşmayı bırakmıştı.
Kurabiye ona tatlıyı değil, acıyla hamurun nasıl kabardığını göstermişti.
Ve Fern…
Fern ona, yeniden köklenmenin çocukça cesaretini getirmişti.
6. Tevhid-i Celestina
Sonunda isimlerini bıraktı.
Kadın, eş, anne, dost, sevgili, güzel…
Ve yalnızca bir kelime kaldı:
“Ben”
Ama bu, benliğin değil,
Bütün “ben”lerin içinden geçerek
“biz”e ulaşmanın beniydi.
Son Dua
“Ey içimde çiçek açan kudret,
Ey gözyaşımı gül suyuna çeviren irade,
Beni artık taşıma –
Ben yürümeyi öğrendim.
Ve her adımda seni çağırıyorum:
Ya Rab, ya Ben, ya Aşk.”
Kayıt Tarihi : 7.8.2025 00:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
🎬 GENEL BAKIŞ Yönetmen/Yazar: Tayarisha Poe Film türü: Drama, bağımsız sinema, deneysel anlatı Yapım ve Yayın: SXSW 2023’te prömiyer yaptı, 31 Mayıs 2024’te genel dağıtıma çıktı. Süre: 97 dakika Dili: İngilizce --- 📌 1. TEMATİK İSKELET: Kadınlık, Evlilik, Kimlik Filmin temelinde, modern dünyada bir kadının “eş” rolüyle olan çatışması yatıyor. Başkarakter Celestina (Kiersey Clemons), bir düğün günü etrafında gelişen olaylar silsilesiyle, sadece bir kadının değil, bir bireyin kimliğini, özgürlük alanını ve geleneksel rollerle olan gerilimini temsil ediyor. Evlilik karşısında bireysel kimlik: Celestina’nın evlenme kararsızlığı, izleyiciye klasik romantik anlatıları sorgulatan bir içsel çatışma sunuyor. Toplumsal baskılar ve geleneksel roller: Aile ve çevre tarafından dayatılan “eş olma” rolü; kadının özgürlüğü, arzuları ve psikolojisi ile çarpışıyor. Afrofuturist ve feminist bakış: Poe, özellikle Afro-Amerikan kadınlarının kimlik inşasını sinematik bir düşünce deneyine dönüştürüyor. --- 🧠 2. ANLATI YAPISI VE DENEYSEL YAKLAŞIM Lineer olmayan kurgu: Filmde zaman ve mekân algısı net değil; olaylar düğün gününde geçiyor gibi gözükse de, iç içe geçmiş diyaloglar, bilinç akışıyla sunulan sahneler, bir nevi “rüya hâli” yaratıyor. Minimal dış eylem, maksimal iç çatışma: Filmin çatısı bir düğün gibi görünse de, asıl olay karakterlerin içsel yolculuklarında yaşanıyor. Sürreal öğeler: Karakterlerin arası sıra gerçeküstü konuşmalar yapması, bazı sahnelerin ritüelistik hâle bürünmesi, filmi klasik anlatılardan ayırıyor. --- 🎭 3. OYUNCULUK PERFORMANSLARI Kiersey Clemons (Celestina): Filmin ruhunu taşıyan karakter. İçsel çatışmaları, duraksamaları, hayalleri ve korkularını minimal ama güçlü bir oyunculukla aktarıyor. Leon Bridges (River): Eş rolündeki performansı, geleneksel erkek karakterlerin dışına çıkıyor; şefkatli, anlayışlı ama pasif bir figür. Judith Light (Kurabiye) ve Sheryl Lee Ralph (Angelique) gibi karakterler, geleneksel toplum seslerini temsil ederken aynı zamanda ironik ve yer yer trajikomik bir hava katıyor. --- 🎨 4. GÖRSEL DİL VE SİNEMATOGRAFİ Görüntü yönetmeni: Jomo Fray Renkler pastel ve sıcak tonlarda; film, bir düş atmosferi yaratmak için ışıkla adeta dans ediyor. Yakın planlar, karakterlerin ruhsal çözülmelerini vurgularken, geniş planlar çoğu zaman izole edici — kalabalık bir ortamda yalnızlık hissi. Kamera, karakterin ruh hâline göre bazen sabit, bazen neredeyse “nefes alır” gibi hareketli. Görsel metaforlar (örneğin: çiçekler, aynalar, yağmur) dramatik değil, şiirsel kullanılmış. --- 🎶 5. MÜZİK VE SES DİZAYNI Müzik: Terence Nance Klasik dramatik müzik yerine, yer yer deneysel, caz ve elektronik tonlar hâkim. Müzik, diyaloglar kadar anlatının bir parçası. Bazen tamamen sessizlik kullanılıyor — karakterin iç dünyasına ayna tutan bu boşluklar, Poe’nun sinemasal cesaretini gösteriyor. --- 🧩 6. YÖNETMENİN TARZI: TAYARISHA POE Tayarisha Poe, ilk uzun metraj filmi "Selah and the Spades" ile sinema dünyasına dikkat çekici bir giriş yapmıştı. “Genç Eş”, onun anlatım cesaretini ve sınırları zorlayan kadın temsili arayışını derinleştiriyor. Klasik anlatılardan kopuş Kadın bakış açısıyla afrofuturizm Şiirsel gerçekçilik ve çağdaş feminist sinema --- 🧠 7. SİYASAL VE TOPLUMSAL ALT METİN Evlilik ve kadın olmanın getirdiği tarihsel baskılar Rıza, özgürlük, seçim kavramları Modern Afro-Amerikan kadın deneyimi Aile dinamikleri, kültürel kuşak çatışması --- 📌 SONUÇ: “GENÇ EŞ” NEDEN ÖNEMLİ BİR FİLM? Kadın kimliği ve evlilik ritüeli üzerinden çağdaş toplumun ikiyüzlülüklerini sorguluyor. Biçimsel olarak klasik anlatıya karşı çıkıyor, izleyiciden aktif katılım talep ediyor. Minimal diyalog ve içsel çözümlemeyle dramatik derinlik yaratıyor. Kiersey Clemons’un performansı ve Tayarisha Poe’nun yönetmenliğiyle bağımsız sinemanın etkileyici örneklerinden biri oluyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!