Gözlerini dikmişsin, babanın cüzdanına,
Cepte harçlık bitince, koşuyorsun yanına.
Baba parası yemek, yakışıyor mu sana?
Kendine gel genç adam, nedir bu halin senin?
Kazanmak için koşar, tüm canlılar rızkını,
Sen insan değil misin, kullansana aklını.
Kimse ciddiye almaz, işsiz güçsüz şaşkını,
Kendine gel genç adam, nedir bu halin senin?
Gövde yerli baş idhal, çabaların boşuna,
Nasıl da benziyorsun, süslü tavus kuşuna.
Kendini küçük görmek, gidiyor mu hoşuna,
Kendine gel genç adam, nedir bu halin senin?
Avrupayı büyütme, bu kadar sen gözünde,
Hiçbirine güvenme, durmaz onlar sözünde.
Bütün güzel hasletler, senin kendi özünde,
Kendine gel genç adam, nedir bu halin senin?
Önlerinden sen yürü, onlar peşinden gitsin,
Çok özendin onlara, artık bu kadar yetsin.
Sendeki bu cevheri, bütün dünya farketsin,
Kendine gel genç adam, nedir bu halin senin?
Avrupayı bilirsin, yok onlarda insanlık,
Işıktan korkar onlar, hayatları karanlık.
İnsanlığa zulmeden, devasa bir sultanlık,
Kendine gel genç adam, nedir bu halin senin?
Kayıt Tarihi : 8.9.2009 21:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sen insan değil misin, kullansana aklını.
Kimse ciddiye almaz, işsiz güçsüz şaşkını,
Kendine gel genç adam, nedir bu halin senin
ne kadar anlamlı bir şiir okudum yüreğinize emeğinize sağlık
DEMEDİK Kİ: OĞUL, DVEYİ YARDAN UÇURAN BİR DEMET OTTUR;
DEMEDİK Kİ: OĞUL KURDU İT EDEN BİR KAKAÇ ETTİR.. NAMUSLU DİZELERİNİ KUTLUYORUM..
ARTIK BÜYÜDÜN ÇOCUK
Artık büyüdün çocuk
Geride kaldı topacın
Balonun
Bilyen misketin
Bulutlara kafa atıp
Rüzgârda kuyruk sallamayacak uçurtmaların
Ah!
O misketlerin ışıkla yarışan rengi
Kırmızı sarı
Yeşil mavi
Ya karıştığın çiçekler
Bengi bengi
Bindallı fistanıyla bebekler
Veda et çocuk oyunlarına
Birdirbir uzuneşek
Körebe Evcilik
Mazide kaldı seksek
Uçtuuçtu kuş uçtu
Bu çocukluk da böyle geçti
Geri gelmez gayrı o günler
Ne yapsak ne etsek
Unut çocuk unut
Yok gayrı
Yasak sana
Döne döne
Sevişe şevişe
Güle oynaya
Bir sürü kuşun takılıp da peşine
Rüzgârla yarışma
Yok gayrı
Kızlı erkekli
Gülüşe gülüşe
Toza toprağa
Dala yaprağa karışma
İncil Tevrat Kur’an
Ve helal ve haram
Töre din iman
Cennet cehennem
Cin Şeytan
Gulli diyaban
Ve korku ve yalan
Kimse duyamayacak gayrı
Bahara durmuş
Çocuk gülüşlerini
Kimse görmeyecek
Hıçkırıklarını iç çekişlerini
Hadis ayet
Farz sünnet
Ve rivayet
Ve riya, ihanet
Setr-i avret
Riyazet çocuk riyazet
Gayrı haram sana dokunmak
Arkadaşının tenini bırak
Eline bile
Ya tefrittir ya ifrat
Dile düşürürler
Recim taşına tutarlar
Dikkat et
Tutar ellerini
Ve sıkar yüreğini
Edep ahlak fazilet
Onlarca kural
Bunca Teferruat
Ülkelerce kalıp kaide füruat
Her evde her bellekte bir âdet
Kimse doyurmaz açlığını
İşsizliğini
Ve kimse doldurmaz hiçliğini
Babadan oğula
Yetmiş göbekten beri
Kan davasıdır kalan miras
Yazılan vasiyet
Demeyesin yarın
Teğet geçildi hayat
Gayrı büyüdün çocuk
Ağlamak yasak
Öyle içinden geldiğince
Salya sümük
Artık büyüdün
Saklanıp bir taşın yosunlu yanına
İçine sağacaksın gözyaşlarını
İçine ağlayacaksın
dolana kadar o dört gözlü yürek
Tikler, seğirimeler
Kasılmalar
Ta ki Felç olana
Kalp krizi vurana dek
Eskiden bir tarla dolusu gülerken sen
Gayrı saksılara
Dile
Fısıltılara düşecek gülüşün
Artık büyüdün be çocuk
Kapıdan çıkarken küstüğün kişiyi
Girerken unutmak
Girerken affetmek yok artık
Yokluklarda yoksulluklarda
Çoktan yaşlandırmışlar
İçindeki çocuğu
Tekmeler tokatlar
Çoktan alıp götürmüş
Yüreğindeki gülücüğü
Bir o yana bir bu yana
Yuvarlanırken yuvanda
Belki de öz babandan yedin
İlk tekmeyi ana rahminde
Onca zulüm
Haksızlık ve riya
Çoktan bitimiş
Annenin yüreğindeki rüya
Çoktan öldürmüşler
O uyurken gülen bebeği
Çoktan çürütmüşler
Yüreğindeki
Pır pır eden kelebeği
O ninnilerdeki gibi değil bu dünya
Kim bilir
Kaç kez teslim olacaksın muhannetlerde
Günde bin kez ölüme
Okul sıralarındaydı hani
İlk baş kaldırışın zalime
İlk isyan edişini nasılda boğdular
Haksızlığa ve zulme
Artık büyüdün be çocuk
Şimdi Sağmaya
Boca etmeye geldi sıra
Kalbinin çatlaklarından
Gün gün içine sızdırdığım
Damla damla
Biriktirdiğin zehri
Şimdi ölmeye geldi
Öldürmeye geldi sıra
Birileri için
Bir şeyler uğruna
Şimdi can almaya
Kanamaya geldi çocuk
Yüreğindeki kini kahrı
Artık büyüdün çocuk
Dünde kaldı
Elini tuttuğun
Omzuna kolunu attığın
Yahudi Filistinli
Zenci isen soluk benizli
Gayri hasmın senin
Yunanlı, Rum, Ermeni çocuk
Artık geçti bahar
Vurgun yedi
Ayazlara teslim yüreğindeki çiçek
Gelen zemheri
Hasmın için de
Seninin için de
Engerek olup sokmaya
Kanamaya
Kanatmaya
Leş olup kokmaya geldi sıra
Kokutmaya
Korkmaya
Korkutmaya geldi
Akıtma zamanıdır şimdi
Ezberindeki şirreti şerri
Şimdi yakmanın
Şimdi yıkmanın zamanı geldi
Bu dünyayı
Bu şehri
Tükürmeli içine
Şimdi kirletmeli
Ta galü beladan beri
Akıp giden nehri
Merhamet et
Âdemoğlu insaf et
Ezberinden önce
Bir şans ver Aşka sevgiye
Adalet adalet ama
Törenden, terbiyenden
Adaletten önce
Merhamet et
Merhamet et
Âdemoğlu insaf et
Aşka sevgiye bir şans ver
Bir şans ver
Ebemkuşağının rengine
Bir şams ver taşa toprağa
Güle yaprağa
Bir şans
Bir şans ver
Kuşa kurda
Oğla kıza
Şu güzelim dünyaya merhamet
Bunca acının sancının
Kanın içine doğurduk seni be çocuk
Diz üstü çökmüşsün
Zalimin
Zulmün
Ve ölümün önüne
Çalmışız denizin mavisini.
Kulluğun ve köleliğin kitabını
Okumuşuşuz kulağına
Hem de sormadan sana
Kalem olup ağlamışım yazgına
Sen bizi bağışla
Sen bizi affet
Güzel yanı da var be çocuk
Genç kız olmanın
Güzel yanı da var
Delikanlı olmanın
Güzelin,
Yiğidin en hasına vurulacaksın örneğin
Sarmaşıklar gibi sarılacaksın sevgiline mesela
Çöllere düşecek
O Mecnun o Leyla
Gecene dolup da o gözleri ayla
Yüreğini ısıtacak
Aşk denen o tatlı bela
Artık büyüdün çocuk
Şimdi
Güneşi indirme sırası sende
Karanlığın ardından
Şimdi
Gülümseme sırası sende
Ay gibi bulutların arasından
Resmini çizme sırası sende
En güzelini dünyanın
Hoş geldin delikanlı
Sevginle
Bilginle
Yüreğinle
Şimdi sevme
Şimdi verme
Şimdi Gelmişi geçmişi ve geleceği görme
Şimdi direnme sırası sende
Zalime zulme
Yaşama sırası sende
En güzelini sevdanın
Dile ki
barış olsun dünyanın dili
Dile ki
Yedi iklim dört köşe çiçeklerle bezeli
Düşün ki
düşüne girsin yarının en güzeli
Dile ki
Yüreğe sinsin baharın gülü nergisi
Dile ki
Gecene insin sevdanın ayı yıldızı
Dile ki
Elinden tutasın en yiğit oğlu
Işığa ve aşka durmuş en güzel kızı
Dile ki
bahara dursun yarinin yüzü
Dile ki
dinsin şu arzı alemin kanı gaybeti garezi
Dile ki
Işığa ve lekimşaha dursun gökyüzü
İste ki
barışa sevgiye ve aşka kessin yeryüzü
İste ki
Sevelim sevilelim
Güle güneşe ve gülüşe çevirelim gündüzü
Artık büyüdün çocuk
Çok gerilerde kaldı
Ağzı süt kokan bebek
Kozayı delmenin zamanıdır şimdi
Kanatlandı o kelebek
Hoş geldin delikanlı
Hoş geldin
Bak selama durmuş sana
Secde eder önünde
Dağ deniz yer ve gök
Var mısın
Kanla
Kinle
Nifakla
Var mısın
Riyayla
Nefsinle
Şeytanla yarışa
Hoş geldin delikanlı
Hoş geldin
Var mısın
Cehaletle
Sefaletle
Sınıfla
Sömürüyle
Savaşa
Artık büyüdün çocuk
Var mısın bir damla su taşımaya
Kardeşliğe sevgiye ve barışa
Yolun açık olsun delikanlı
Hadi başla
MAHMUT NAZİK 29 ekim 2008 MERSİN
TÜM YORUMLAR (22)