Düğüm düğüm kırmızı iplik yüreğim
Kuşanmış cengaverce kılıcını sevgili
Kalbindeki boşluklara uzattıysam soktun elimi
Takvim yaprakları cesedimi kapatıyor, çok oldum öleli
Dirhem dirhem eriyorum sesinin aleviyle mezarda
Seni görmemse bana tekme tokat dayaktı özlemin
Dolan acılarım yürekte, belki de acılarla ayaktayım
Şimdi kırık aynalara bakıyorum yalnızlığın gizemine
Kirpi edasıyla tüylerim diken diken başkalarına
Kendimi hasta gösteriyorum sözde uyuyarak hayata
Yemyeşil kokunla sürekli piknik tadın, sen’se fırtınadasın
Yakamoz parıltısı sesin, kalan şimdi bilenesi kör kulağım
Bülbül sesinden usanılır mıydı gönül acep
Çalan şarkılardan usanabileceğim gibi
Bir ton rengine yaklaşmak adına açık renklerim soldu
Kırmızıydım açık sarıdan bembeyaza döndüm
İskambil kâğıtlarından yaptığın evler hala ayakta
Betondan yaptığım evlerse çoktan yıkıldı,
Beklediğim şeyler olmadı sende değiştin
Zaman ilaç olurmuş her şeye ne zamandan beri
Çantalarda ben saklanıyorum şifremse benim dilimde
Mutluluksa beklemeğin kapılar ardında gizli
Buraya doğru yürümekse sana güller serili
Dokuz aylık düşüncelerim kaldı ve öldü
Onu da öldürdüm kalbimdeki mezarlarda yatıyor
Öldü ama hala yaşıyor zihnimde, bense zaten ölüyüm
Vasiyetimdir gemi şeklinde olsun mezarım
Ortasına da bir kavak dikin rüzgârlarım bol olsun dostlarım
Kayıt Tarihi : 21.5.2010 23:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)