Bin şehit vermişiz vatan uğruna
Boşuna sevinme geliyoruz biz
Uşaklık köpeklik gitmiş hoşuna
Boşuma sığınma geliyoruz biz
Kemiği almışsın ağzında durur
Sanma büyük başlar ebeni korur
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ozancım başbakan ve cumhurbaşkanınmız ve buna ek olarak tüm genelkurmayımız ki sende son sölediğim kısıma pek uzak degilsin... Açılımlarla güzel bi hale getirdiler ülkemizi.. oyüzden senin bu şiir boşa gitti canım kardeşim... Ben bi karadenizli olarak açılımı sonuna kadar destekliyorum ki çünkü kapanışını bizden başkası yapamaz.. Şiir güzel sözler yerinde ama anlaycak mantalite nerede... Bu şiirde ayrımcılık yok ayrımcılık yapanın sonu var... El ele gönül birliği ile gereken yapılır... Açılsınlar bakalım ne kadar kara olursan ol açıldıkları deniz karadeniz... Eyvallah kardeşim.. Tebrik ederim
yüreğiniz kaleminiz susmasın
Sanma ki ölürsün hemen elimden
Kopacak dur daha niğme teninden
Kolay ölüm yok sana bildin mi neden
Hesabı almaya geliyoruz biz...CANDAN TEBRİKLER. DUYGULARIMIZA TERCÜMAN OLDUNUZ. SELAM ve DUA İLE.
ŞEYTANI AZDIRAN RAB'BİM KULLARINI İSLAH ET.
Ne Kavimler geldi geçti gezip görmezmisiniz?
Ne Vatanlar yıkıldı tarih bilezmisiniz?
Adem babanız ise! Derdiniz nedir?
Habil'le Kabil'den ders almazmısınız?
Ne kavimler geldi geçti bir gezip bakın.
Sizlerden çok zengin heybetliydiler.
Mezarlarını saray yaptılar.
Gel görki, Ne bir sesleri var, Ne solukları.
Toprak ne Türk'ü tanır nede Kürd'ü,
Sinesine aldımı, Tutturur bir türkü.
Ben topraktan bircanım,Gelsineme gel, Domdom kurşunu.
LEYLİMİ LEY LEYLİMİ LEY......
Bin şehit vermişiz vatan uğruna
Boşuna sevinme geliyoruz biz
Uşaklık köpeklik gitmiş hoşuna
Boşuma sığınma geliyoruz biz
Güzel mısralara tebrikler şair.
Mustafa Yiğit
Keşke yediden yetmişe dediğiniz gibi tehlikenin farkında olsalardı da beraber gitseydik,...Onlar uyumaktalar hala... Ama ben he zaman varım... yüreğinize ve kaleminize sevgiler,... Neriman zevkliler
Ozan diyorum ya..sen şiire,şiirde sana yakışıyor.Dilerim o güzel yüreğin ve kalemin hiç susmasın..
ÜSTADIM AYAKTA ALKIŞLANACAK VE GIPTAYLA BAKILACAK BİR ŞİİR YAZMIŞSIN DOGRU SÖYLEMİŞSİN BİZ BU VATANI KUMARDA KAZANMADIK CUMHURİYETİ KURUP DÜŞMANI KIRIP YEDİ DÜVELİ YAKIP KURDUK KOLAYMI ÖYLE PEŞKEŞLE VATANI BÖLMEK 10 OUAN + ANTOLOJİM ELLERİNE SAGLIK
Yüreğine sağlık.
Tebrikler.
Paylaşım için teşekkürler.
Tek yürek hepimiz Türk oğlu Türküz
Biz bu sınırları kanla örmüşüz
Yapılan planı çoktan çözmüşüz
Oyunu bozmaya geliyoruz biz
tek kelimeyle SÜPER!!!!!!!
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta