Allah Allah nidaları dillerde,
Gökyüzü gürlesin, çöller savrulsun.
O rasülün aşkı var gönüllerde,
Memedim geliyor, şafak kavrulsun.
Doğudan da geçeriz biz Fırat'ı,
Batısından da sularız kıratı,
Mehterandan Genç Osman nakaratı,
Kim, nasıl durduracaksa durdursun.
Bura, ezelden beri İslam yurdu,
Bu gelen de Kafkasların bozkurdu.
Peygamber ocağı, kalan son ordu,
Herkes, oturduğu yerde otursun.
Nizamı alemdir onun ülküsü,
Gök girer kızıl çıkar süngüsü,
Bir de dilinde şehitlik türküsü,
Haydi! Kim susturacaksa sustursun.
Şafak atınca güneş gibi doğar,
Üç beş çakal, bu kurdu nasıl boğar,
İman dolu döş'ten örülmüş duvar,
Kim, nasıl uçuracaksa uçursun.
Dönmez geri mevzu vatan olunca,
Düşman türlü türlü tuzak kurunca,
Çöker üstlerine boylu boyunca,
Haydi! Kim kaldıracaksa kaldırsın.
Sanmasınlar ki bi çare, naçarız;
Asla ne pes eder ne de kaçarız,
Viyana'da o kapıyı açarız,
Ucu kime dokunursa dokunsun.
Kayıt Tarihi : 23.2.2018 17:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!