Gelirken Gördüğüm Gidiş

Ecele saklanmış bir ölüm
Şimdilerde gözlerinde gördüğüm
Nedir bu telaşlı suskunluğun
Yine hangi dağın yamacında asılı kaldı asi gölgen
Şakaklarını çizen düş beyazı şaşkın ayı mı alıp gideceksin yine
Gençliğe oyuncak sancılar satan gecelere

Sen ki
Ömrünün otuzuncu baharında
Yeniden doğma telaşındayken
Sen ki
Aşkın bilinmeyen harflerinden
Duyulmamış cümleler kuruyorken
Sen ki
Ölümün eşiğinde
Azrail’e yalanlar söylüyorken
Bu kaçış neden?

Hangi sokak çocuğuna hediye ettin merhametini
Hangi annenin sütüne sakladın saflığını
Hangi sevdaya gömdün ölümsüzlüğünü
Benden habersiz

Sana son bakışımda kaldı hüzünlerim
Öylesine garip
Öylesine sensizim
İnadına mı geçiyor zaman
Yoksa ben mi zamana inat yaşıyorum
Bilmiyorum

Kasıklarımda ucuz bir sancıyla düşüyorum güne
Ellerimde şafak
Gözlerimde sonbahar
Saçlarımda dünden kalma bir rüzgar
Sol yanımda dağınık yalnızlık
Rengi küf yeşili
Sağ yanımda sıradan bir kalabalık

Yine yağmur olup siyah beyaz şehre yağıyorum
Toprağa karışıyor ruhum
Uyku girmeden kanıma n’olur
Gel
Bekliyorum...