Sabr eyle, gönül, derdine derman gelür elbet
Sen hastaya bil şöyle ki, Lokman gelür elbet
Aşkı edegör başına tac, deme mecazî
Aşık olanın gönlüne irfan gelür elbet
Zühd ile kişi sanma ki, Hakk’ı bulur ancak
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Araştırdım ve gazele yeniden döndüm:
Çok cürm-ü günahım deyü kat’ etme ümidi
Suçunu bilen müzbine kufran gelür elbet
çoğu yerde 'müzbin' yazılmış 'müzmin' değil arapçada böyle bir kelime yok, 'müznib' var ki bu da günahkar demektir...
Bu durumda beytin açıklaması böyledir:
Suçum günahım çok diyerek kesme ümidini (Allaha olan ümidini kaybetme)
'Nasılsa günahkarım Allah beni bağılamaz' diye bilerek suç işlemekte devam eden kişi Allaha karşı nankörlük etmiş olur...
cok ustaca siralanmis bir eser
tam puanimla efendim
Allahın kimden ve neyden yana olduğunu merak ediyorsak.Gönderdiği kitaba açıp bakmamız yeterli sanrım.
Orada ne diyor.?Ben bilinmez bir meşhur idim bilinmek istedim diyor.Ve bu sebeple adem oğlunu yarattım.Ululuğum ve azametimi tasdik ve takdis etmeniz için,sizleri ibadetle vazifelendirdim.Ve bu dünyayı sizin için her türlü nimetlerle rızıklandırdım,Yiyiniz içiniz paylaşınız ama israf etmeyiniz diye.Siz ne yaptınız.! hırs ve aç gözlülük göstererek bir birinize zulm ettiniz.Paylaşmak yerine bir birinizi ezip geçtiniz.Şimdi kalkıp bu yaptığınız zulümlerin hesabını benden sormaya kalkıyorsunuz deerse ne cevap vereceğiz acaba.?
Kadının başını, sıkma başla örten din,
onun açlığına, çaresizliğine umar olamıyor.
İki kardeş okula giderken,
ayakkabı değiştiriyor.
Tanrı, yukarıdan seyrediyor onları
çaresiz.
çok mutluydu
kurduğu düzenden...
nedense Tanrı, muhtaçlara yabancı
zenginlere yardımcı.
acaba,
Tanrı, varlıklılardan mı yanaydı?
!!İlahi ilmi idrak edeceksin anlayacaksın''
Bu söz çok iddialı bir söz gibi geldi bana.
Allahın ilmini idrak etmeye hiç bir aklın gücü yetmez.Anca istifade edebilir.Bı meselenin bize bakan hikmet yönü.Yani yaşadığımız şu alemi tüm müştemilatıyla temsil eden yönü.Bir de işin kudret yönü vardır ki,buna ise hiç bir akıl ne güç yetirebilir,ne de idrak edebilir.Sadece hayretle seyreder.
İlahi mevzulardan söz ederken,çok dikkatli konuşmak gerektiğine inanıyorum.Çünki bazen bir tek söz bile insanı küfre götürebilir.Fakat kafir diyemeyiz.Allaha inanan bir insanı Kafirlikle itham etmek çok büyük bir vebal gerektirir.Anca günahkar diyebiliriz.
sair olsaydim soyler sunu yazardim
isim zor aklimi yoruyorum çunku;
musàade etse kalanini da yazardim
..edindigim edep
...sayın Xalide Efendiyeva Hikmet beyin demek istediği duruma ben açıklık getirdim. söyleminde çok haksız sayılmaz. Hikmet bey zannımca şu aşağıya aldığım yorumumda belirttiğim şekliyle o Kafir sonucuna varmıştır. bizi okuyunca Hikmet beyi anlamış olacaksınız.
Çok cürm-ü günahım deyü kat’ etme ümidi
Suçunu bilen müzmine kufran gelür elbet
…cürmüm, yani günahım çoktur ve de bu günahın artık affı da yoktur deyü Allah azze ve celleden ümidinizi kesmeyiniz. Çünkü Allah Rahmandır ve Rahimdir. Yani Rahmeti her daim azabından daha geniştir. Suçunu kabullenmek aslında bir nevi PİŞMANLIKTIR. Suçunu bu şekliyle kabullenmeyip yani benim affım mümkün değildir gibi bir düşünceye itibar etmek ise Yaradan’ın Rahmetinden ÜMİDİNİ kesmiş olur ki böyle bir durumda kişi ŞEK’e düşer. Kim Allah’dan ÜMİDİNİ keserse işte o zaman kendi nefsine en büyük zulmü işlemiş olur. (…ve işte o zaman sevgili Hikmet ÇİFTÇİ’nin ilk açıklaması olan şekli devreye girer ve o kişi Kâfir olur) Zaten Şeytanın istediği de tamda budur. Bu anı dört gözle beklemektedir. Kendine acımayana Allah da acımaz.
…yani kısaca Allah’dan ümidinizi asla kesmeyiniz, Allah’dan ümidini kesenler şeytanın ağına düşer ve Kâfir olarak kendilerine yazık etmiş olurlar.
Hikmet bey, elimde arap fars sözlüğü var bilmediğim kelimeyi yazmam ben... Bir mısra için ne kadar zaman harcıyorum...ayrıca 5 sene ustad yanında eğitim aldım: Gazelde beyitlerin anlamının açılması, irfani gazel nedir. irfanda simvollar: Mescid nedir., mey nedir, meyhane medir, mest nedir, bade nedir, lale nedir ve s. Yine de ben herşeyi biliyorum demem Bildiğim kadarıyla açtım.
Amma Beyitteki iki mısranın bir birini anlamca bağlaması çok önemli. Bağlantı yoksa şiir yok, ister hece ister de aruz olsun...Eger şiir dört mısralıksa ve son dize tekrarlanan yani redif mısraysa önceki üç mısra tek tek sondaki mısrayı anlamca bağlamalı... Sizin bahsettiğimiz beyitteki açıklamanızda bağlantı yok...
İrfan kelimesi yok diyorsunuz, gazel zaten irfani gazeldir, yani ilahi aşktan bahsediyor...
Kelimelerin anlamını tekrar yazmama lüzum yok...Sadece bir kelime:
müzmin - sürekli
müznib - günahkar
Saygılarımla...
Günün şiir olarak dikkatimi çekti ve okudum, iyiki de okumuşum... Güzel bir şiir olmuş... Kaleminiz daim işlesin...
Hailde Hanıma gayretleri için,
Osman Nurani kardeşime fehimleri için teşekkürler.
Mecaz sadece Arapça - Farsça kelimelerde olmaz. Türkçede de kelimelere mecazi anlamlar kazandırılır, yeni anlamlar yüklenebilir.
Bu açıdan bakmalı, böyle değerlendirmeli.
Bir kelimenin, cümlede veya bir dizede hangi anlamda kullanıldığına bakılmalı.
Yoksa, bir kelimenin pek çok anlamı olabilir. Bunlardan herhangi biri, her cümleye denk düşmeyebilir de...
Dediğim gibi, kelimelere yeni anlamlar yüklemek Türkçemizin özelliklerindendir. Önemli olan anlaşılabilir olması, doğru algılanabilmesidir.
İrfan kelimesini gerçek anlamıyla karşılayabilecek tek bir kelime dilimizde yok. Ben bulamadım. İç bilgisi, içe doğan, varlığı hissedilen vs...
Dostça ve sağlıcakla...
Emek verenlere teşekkürlerimle...
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta