çağlayanlar kendine mi akar
kendine mi bıçağın hep sivri ucu
kezzap sesleri soluğumda
sen
dilimin ucundaydın
tren geçti sözcüklerin üstünden
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Otuz Aralık İkibinbeş tarihinde Aynur Uluç sarhoş Gelincik Yangılarımı aynen anlatmış.
Hayret.
Hayret.
Hayret.
mor kediler gazeli okur
kırmızı ışıkta geçerdik
ölürdük, ölürdükte
yedi canlı olduğumuza inanırdık çokça...
t.kurt
Çözemedim tam olarak temayı . Bencilliğin dibe vuruşunu izledim ama ve düşünmenin getirdiği ezanın aslında tatlı olan sıkıntısını da gördüm.
Sanki ulu orta olmayan aşkların gizemine yelken açmış şiir , aralıkta bahar aranıyor..
Şiir sanki herşey kendi içinde alınan ve satılan bir kapalı çarşıdan , kapalı bir çevrimden söz ediyor sanki..
Şöyle şeyler de söylemek istediğini düşünüyorum üstelik şiirin...
....
Onlara anlat yağmur karşılıklı yağar
Ruhların içindeki müzikle karşılıklı
Kapalı çarşı içinde bir sigara
Bir keman kılıfı senin saçlarına sürünen yağ
Onlara anlat kadınların gözlerinin içinden geçer
Kapalı çarşı ve kapalı çarşıyı götüren saat
Sezai Karakoç
-Kapalı çarşı şiirinden-
uluorta yıldızlar düştü
uzak diyârlara
gelincik yangıları gördü gözlerim
evet diyorum
saygılar
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta