Toprak ağır!
Toprak hüzünlü olmalı bugün…
Toprak bugün tazecik bir gelinciği bağrına bastı…
Ah canımın canı gelincik!
Ah kızıllığına sevdalı yürekli fidan…
Çiğnediler mi seni?
Hangi kendini bilmez postal?
Hangi kana bulanmış el?
Ser vermedin, sır vermedin mi?
Senden önce gidenlerin gibi…
Bizim bağrımızdaydın sen…
Gittiğin yer el değil…
Düştüğüm yer hasretlik…
Kulağım sadece çığlıklar işitir oldu…
Bu çığlıklar nerden gelir…
Hangi kendini bilmez incitti senin boynunu?
Toprağın gelinciği bağrına bastığı yerden
İşte tam da o gün…
Binlerce gelincik deldi toprağı
Binlerce gelincik isyanla başkaldırdı…
Çığlıklar çığlıklarla birleşti…
“Çiğnenmekle tükenmeyiz!
Yok olmayız koparmakla! ”
Seni yeryüzünden koparan bir geceydi…
Gelincikler sabahı beklediler…
Güneşin ilk ışığı vurunca toprağa
Hep birden kaldırıp başlarını
Selamladılar o büyük aydınlığı!
Islak bir bulut sessizce uzaklaştı…
Gökyüzü bugün güneşli olmalıydı…
Ah gencecik ömrünü gelinciklerle bir koşanım!
Seni gelincikli düşlerle yaşadığımız geceler hiç bitmedi…
Gelinciğe hayat veren su; hiçbir zaman çürümedi…
Kayıt Tarihi : 16.1.2005 15:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!