Gökyüzünde, rengarenk gök kuşağı asılıyken,
Ben bir gelincik tarlasında, ılık bir meltemle,
Başını sallayan bir gelincik tim.
Elin değdi... ezildim.
Ilık meltem esintisinin yerini,
Fırtına ve boran aldı,
Beni koparmak istedin
Elin değdi... ezildim.
Toprakta, daha yeni yeşermeye başlamıştım ki,
Fırtına ve boranlar da kaldım.
Elin değdi... ezildim.
Fırtına, öylesine güçlüydü ki,
Hiç acımadın bana,
Sadece..sadece,masum bir gelincik tim.
Elin değdi....ezildim.
Artık özgürce, başım salınmıyordu,
Tarlalarda, gelincik görünmüyordu,
İşte,işte... o kısacık ömrü böyle, geçip...gidiyordu.
Elin değdi... ezildim.
Bir gelincik tarlası düşün,
Herkesi kendine hayran bırakan,
Baharda mis kokular saçan.
Elin değdi... ezildim.
Artık boynu bükük,
Kalbi yıkık dökük,
Ciğeri ise parçalanmış, bölük bölük,
Elin değdi... ezildim.
Güneş hep üzerime doğacak sanırdım
Verdiğin sözleri tutarsın sandım
Acımadan yerlerde çiğnedin beni
Elin değdi ... ezildim.
Kara bulutlar dağılmaz mı ?
Nisan yağmurları gibi,akan göz yaşlarım,
Buluttan utanmaz mı ?
Bil ki.. bil ki, güneş açmaz oldu buralar da,
O , bahar gelmiyor bu tarlalara,
Gelincik kokmuyor artık, boynu bükük.
Elin değdi... ezildim.
İpek saçlarıma dokunmasan olmaz mıydı ?
Elini sürmesen olmaz mıydı ?
Elin değdi...ezildim.
Kayıt Tarihi : 12.5.2023 19:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!