Hangi kırılası elin pençesine düştün
Hangi hoyrat gönlün esiri olup da soldun
Hangi macera sürükledi seni meçhul mecraya
Hangi tiran hapsetti dönüşü olmayan adaya
Söyle hangi yalanlara tutunabildin
Uçmayı öğrenmeden atlarken yuvandan
Hangi pembe hayallerle süslendin
Koparılırken her şey bir, bir benliğinden
Kim ayırdı dağlar başındaki özgürlüğünden
Kim kaldırdı mahremiyeti sözlüğünden
Gelincik hoyrat ellerde soluk yüz
Gelincik hayalleri vardı ölümsüz
Hangi seyyahın yolu düştü yuvana
Hangi vaatlerle düştün esaret ağına
Dizlerinde derman yok gözünde fer
Rengarenk lensler yetmiyor birde far
Bir elinde aynası, pudrası, maskarası
Yıkılmaz kalelerin burçsuz yüz karası
Namus fukarası,hars yoksunu,edep budalası
Ey içki alemlerinin kadeh sehpası
Utan, utanmazlardan kaldıysa ardan zerre
Kimler gelip geçti bu çarktan düşün bir kere
Gelincik yüce dağların asi çiçeği
Kimin aklından geçerdi ayağa düşeceği
Bükük boyun,soluk yüz,narin çiçek
Sendedir kudret sensin özüne dönecek
Düşmüşsün bataklıkta çirkef ağına
Fanusta yaşayamazsın ki dön geri dağına.
FİKRET KANAT
Etimesgut
Kayıt Tarihi : 16.11.2018 15:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fikret Kanat 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/11/16/gelincik-112.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!