Bilir misin dağları,
Kayaların yosunundan içtiğim damla
Meşe ağacını?
Dal dal budak budak,
Çimlerin ayaklarıma dolanan dansı
Ne güzel.
Bir de Cudi’nin özgür duruşu var,
Ruhun en derinlerine dokunur, güven verir.
Koydun mu umutlarını bağrına,
Kahkaha yankısıyla sever seni.
Çalı kuşlarının nağmeleri var,
Gözlerim çarpar kaya gölgesine,
Bir çiçek olur güneşe,
Bir de masum gelincikler sarmaş dolaş.
Umut ayak izlerime gizlenmiş,
Attıkça çatlıyor taşın bağrında,
Dağ yüreği bu; hem coşar hem kanat.
Özlem rüzgar olur, zihnimde süzülür,
Barışı, savaşı kursağımda dizmişim.
Kar taneleri gözlerimde erir,
Şahin bakışında parlayan kurşunlar,
Parmaklarım bir süngü gibi ellerimde.
Yasaklar sarmış bedenimi,
Ruhum kutsal suyla yıkanmış,
Barut kokusu var sözlerimde,
Ateş böcekleri ışıldatır saçlarımı.
Kan kırmızısı gözlerim,
Kıyametin ağırlığı hapsolmuş sevgime.
Gök düşmüş tenime,
Derin bir uyku sarar gözlerimi.
Yıldızlar sarmış duygularımı,
Umutla beklerim bir sabah rüyasını.
Toprak titriyor dizlerimde,
Bir ezgi gibi keskin, çığlık kadar derin,
Acıyor avuçlarım toprağa dokunurken severcesine.
Sesim bulutları ağlatıyor,
Göğsümde demir bir sesizlik,
Elim daima tetikte, hazır bekler,
Gözlerim sessiz ve donuk,
Bir fırtına kopar içimde
Ve gece biter,
Uzak çağlardan bir güneş doğar üstüme,
Menekşeler sardı etrafımı,
Çalı kuşlarının nağmeleriyle.
Bir özgürlük nefesi, Cudi,
İçimi sarmış.
Bir direniş, bir yankı...
Kayıt Tarihi : 22.6.2025 10:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!