İki bin sekizin temmuz ayında,
Akşam vaktiydi Kabaklar Köyü’nde,
Bir çığlık koptu Kocayer Sayı’nda,
….Koşup vardık ki taş düşmüş başa,
….İşin neydi taşla ah Gelin Ayşe!
Bu felaket köye çok ağır geldi,
Yasa boğdu acın yüreği deldi,
Sanki herkes senle birlikte öldü,
….Bizleri bıraktın sönmez ateşe,
….İşin neydi taşla ah Gelin Ayşe!
Daha kırklardaydı genç idi yaşın,
Oysa hep yerinde ağırdı başın,
Altını oymuşsun o katil taşın.
….Çıktığını göremedin mi boşa?
….İşin neydi taşla ah Gelin Ayşe!
Sen göçeli yıllar girmişti araya,
Kadirli’den geldin o gün buraya,
Ecelin mi çekti seni oraya?
….Yok, muydu yanında Emine, Eşe?
. …İşin neydi taşla ah Gelin Ayşe!
Anneni kaybettin öksüz büyüdün,
Evlendin Almana gitti yiğidin,
Yıllarca hasretle yandın eridin,
….Tam da son vermişken acı geçmişe,
…. İşin neydi taşla ah Gelin Ayşe!
Sağırozan der ki; dinmez bu acı
Bilirim ölümün yoktur ilacı,
Geride kalanlar sana duacı,
…. Gireceksin elbet uykuda düşe,
…. İşin neydi taşla ah Gelin Ayşe!
…………………….Şair: İsmail SAĞIR
Kayıt Tarihi : 30.4.2016 10:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir çığlık koptu gece vakti yürekleri dağladı
Köye bu acı kader agır geldi isyanlar dillere dağıldı
Şimdi uykuya dalınıp uyanmama zamanımıydı ayşe gelin
Yüreğinize sağlık yaşanmışlıklar bazen yüreğe oturv kor söndü derken bir den alev alır insanı yakar
Ne kadar anlatsa ferahlar gönül parçalanır şiiriniz insanı içine sürükleyen bir şiirdi teşekkürler saygılarımla
Kutluyorum bu güzel ve içli şiiri...yürek sesinize sağlık
Kaleminiz daim olsun
TÜM YORUMLAR (26)