Bu vatana canını tohum yapmış ecdadım.
Bir mintanı ömrünce giyer, Allaha şükrederdin
Bulguru ayranla katık eder, iştahla yerdin.
Vatanım bu güne geldiyse, senin eserin
Aza tamah etmeyen ey! insan güruhu,
Sizin yüzünüzden mutsuz güzelim Anadolu.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
şahane bir şiirdi..helal olsun yazan yüreğe..
Gardaş halkın dert ve meseleleri geçmişle bugüne ayna tutularak yazılmış şiir.Aza tamah etmeyen ey insan güruhu yeterde artar bile şairlik yürek ister liderlik bilgi,bu bilgiyide yerinde kullanarak topluma yol göstererek gelişir selam ve saygılar
Vatan sevgisi ile dolu,duyarlı yüreğinize sağlık.Saygılar sunuyorum...
YÜREĞİNİ VATAN ETMİŞ ŞAİRİM KISA VE ÖZ YAZMIŞSIN ELİNE SAĞLIK SAYGILARIMLA
özellikle günümüzde çanekkale ve kurtuluş savaşına yönelik saygızız ve fütürsüz saldırıların arttıgı düşünülürse, şiiriniz bunlara, cevap denmese bile , en azından bir uyarı.
Tebrikler.
sinan Dayan
Yıldırım Bey!
Kaleminize sağlık
destanlarla dolu Türk Tarihini taçlandıran destan çanakkale destanı çanakkale ruhunu iliklerinde hissedenlere selam olsun
Muhabbetle
Buda benimki
*** Çanakkale
Yeni baştan yazsam kalemi alıp elime
Birkaç mısra, birkaç kıta, birkaç kelime,
Tüm kelimeleri dolasam da dilime,
Ben seni anlatamam, seni ben Çanakkale.
Üzerinden geçti gitti koskoca bir asır,
Makberlerinde gizli, gizli makberlerde sır,
Seni anlatan tarih sığ, göz kör, kulak sağır
Ben seni anlatamam, seni ben Çanakkale.
Elbet solar açan güller, sen solmayacaksın,
Susmadıkça mabedi gönlüdeki ezanlar,
Sen Çanakkale sen elin olmayacaksın,
Daha nice nice destanlar yazacağım yalnız kalmayacaksın.
Bilal ÖZCAN
elinize yüreğinize sağlık geçmişi unutmamalıyız bizm şimdi rahat olmamıziçin ne canlar yandı neanalar ağladı ve nice evlatlar babasız kaldı sevgiyle kalın
Çok güzel,çok özel,çok anlamlı bir şiir.Gönülden kutluyorum,değerli şair.Selâm ve sevgiyle.
atalarımız başarmış bizler ise unutmuşuz gücümüzü
kalemin daim olsun
bilnçli olarak insanlar geçmişte ki yaşanan zorlukları yenme bilncinden kopartılıyorlar,hafızalar o günleri anmasınlar ki bu günleri sorgulayamasınlar..öyle güdüm daha kolay çünkü
kutluyorum
namık cem
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta