Yanık sesli Eylül’ün saçlarına asardık masalları
Ellerimizde bir tutam yalnızlık olurdu an
İç sesimizin şarkıları çalardı eskimiş radyolarda
Adımızı savurur iken uzaklara hazan
Umarsız bir çocuktu oysa seninle yalnızlığım
Zeytin bakışlarınla boyardım bütün kâinatı
Korkumun sürek avı olurdu yüreğimdeki isyan
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem