İçimin üşüdüğü soğuk günde
Güneş güleç doğdu pencereme
Mahreme gerdiğim kalın perdeleri
Yok saydı arsızca düştü bedenime..
Akşamdan ekmek bıraktığım
Pencerimin buz gibi mermerinde
Kuşlar cıvıldaşıyordu neşeyle.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
''Az kaldı gülüşlerimizle beslediğimiz
Yoksul ama mutlu bayramlarımıza...''
Kutlarım şiirinizi..
Sabret minik kadınım
Bağışla beni
Soru sorma sadece bağışla ..
Ben amcamlara gittiğini söyledim anneme boşuna çırpınma::)))
Kız bu resim senin çocukluğuna çok benziyor nerden buldun bunu.
Çilli Tanen
oof ooof içim bir tuhaf oldu hüzünlendim dizelerinizle
Soru sorma sadece bağışla
Neden niçinlerle boğma
Az kaldı gülüşlerimizle beslediğimiz
Yoksul ama mutlu bayramlarımıza
Allah kimseyi anadan babadan ayrı koymasın kutlarım tebrikler
Biliyorum bitmeyen umudunla
Bekliyorsun pencerenin yola bakan camında
Geciktikçe küsüyorsun inceden
Kolaymı evladın gelmiyor bu mübarek günde
Gelemiyorum hasret kaldığım
Yenilirsem duygularımın oyununa
Hükmedemeyip ayaklarıma
Koşup gelirsem sıcacık kucağına
İnan sende küsersin bayramlara
Dayanmaz ana yüreğin buna
Sabret minik kadınım
Bağışla beni
Soru sorma sadece bağışla
Neden niçinlerle boğma
Hazırlanıyorum hissediyorum
Az kaldı gülüşlerimizle beslediğimiz
.............................
Şiiri okuyunca tüylerim ürperdi... yüreğim sızladı...
Bir yürek bu kadar çok severken anacığını... gidememek ve bunun çaresizliğini yaşamak...
Çok zor olsa gerek... ÇOK ZOR...
Ölüm haktır... Er veya geç... kaçınılmaz yoldur...
Zor sansada ölüm... asıl zor olan ayrılıktır...
Kutlarım
Sevgimle
Ben annemi altı yıl önce kaybetmiştim.Acısının baba acısından da zor olduğunu söyleyebilirim.Yüreğinize sağlık.
şimdi;
öyle geniş ki omuzlarım,
dünyanın yükünü taşıyabiliyorum.
öyle büyük ki yüreğim,
tüm çileleri çekebiliyorum.
öyle uzun ki kollarım,
boşlukları sarabiliyorum.
ve...
öyle hızlı ki adımlarım,
mutsuzluğa koşabiliyorum...
ben büyüdüm.
büyüdüm ben anne !...
bana nacizane şiirimi hatırlattınız.
Şiirinize; hsret ve hüzün yakışmıştı,yüreğinizden uzak kalsın.
tebrikler.
anneye olduğunda şiir duygular şiir şairler çocuk olur keyif verdi
kutluyorum...
Yine habersiz geldi benden
Küseli çok oldu bayramlara ben
Oysa onların suçu ne?
Taşıyamıyorum kendimi kime ne...
canım benim yüreğine sağlık
Neden niçinlerle boğma
Hazırlanıyorum hissediyorum
Az kaldı gülüşlerimizle beslediğimiz
Yoksul ama mutlu bayramlarımıza...
yüreğinize sağlık...
duygusal dizeler...
selam ve saygılarımla
İçimin üşüdüğü soğuk günde
Güneş güleç doğdu pencereme
Mahreme gerdiğim kalın perdeleri
Yok saydı arsızca düştü bedenime..
Akşamdan ekmek bıraktığım
Pencerimin buz gibi mermerinde
Kuşlar cıvıldaşıyordu neşeyle.
Aycan Ateş; çok güzel bir anne şiiri okudum kalemine ve yüreğine sağlık, bu şiiri Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu sayfasında yayınlayacağım, tebrikler selamlar...
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta