Gelecekte bir gün geçecek; bu kesin. Saatler tıkırtıyla ilerleyecek, günler birbirini kovalayacak, mevsimler dönüp duracak. Her adım, bir öncekinden farklı bir dünyaya götürecek insanı. Belki de her birimiz, kendi küçük evrenlerimizde dolaşırken, zamanın çarklarında bir yere konacak taşlar gibi olacağız. Kimi zaman hızla dönecek bu çarklar, kimi zaman yavaşlayacak. Ama her seferinde, yeni bir yolculuk başlayacak.
Gelecek, bir umut ışığı gibi parlayacak bazen. İnsanların yüreklerinde yeşeren umutlar, yeni bir gün doğuracak her sabah. Her gün, yeni bir fırsatın kapısını aralayacak. Kimi zaman o kapılar, içinde sürprizlerle dolu maceralara açılacak, kimi zaman ise sessizce geçilecek. Ama her geçen gün, yeni bir şeyler öğrenilecek, yeni bir deneyim yaşanacak.
Geleceği tahmin etmek, bir sanat gibi. Herkesin kendi resmini çizeceği bir tuval, kendi hikayesini yazacağı bir defter gibi. Kimi zaman belirsizliklerle dolu, kimi zaman net çizgilerle belirlenmiş. Ama her durumda, insanın kendi yolunu bulacağı bir harita olacak.
Gelecek, bir kelebek gibi kanat çırpacak zamanın içinde. Küçük bir dokunuşun bile büyük değişimlere yol açabileceğini hatırlatacak insana. Belki de her birimiz, o küçük kelebekler gibi, büyük rüzgarlar estireceğiz zamanın akışında. Ve belki de, o rüzgarlarla birlikte, yeni bir dünya doğacak.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta