Bir kalem isli kağıt işte bütün sermayem
Yokluğun pazarında azığım narin elem
Yükümü sırtlamışım kamburum dağı aşmış
Tebessüm hissesinden bana yokluğun kalmış
Dumanla dost olmuşum yarama tuz basmışım
İnsan seli içinde yapayalnız kalmışım
Bozuk bir pusulayla engin denize daldım
Bir hülyaya sığınıp bin kulaçlık yol aldım
Neden sonra duruldum derinlerde boğuldum
Sıska bir hamal gibi bir yokuşta yoruldum
Ciğerlerim delindi almak isterken nefes
Kursağıma yer etti masumane bir heves
Halimden ürperdiler namlı külhanbeyleri
Başlarını eğdiler göğe açık elleri
Sığındım erenlerin nur ziyaretgâhına
Ve gökler dile geldi nazar edip âhıma
Alnıma nakşettiler damladan mermileri
Her damladan damlaya seyre daldım alemi
Anladım bu alemde ne var ne yoksa sensin
Yankılanır kalbimde parıldayan şen sesin
Kabuslu gecelerden irkilerek uyandım
Meğer kabustan beter oluvermiş hayatım
Sanki bir doru ata binip de geleceğim
Ellerinde hapisken geçmişim geleceğim
Uzaklar yanı başın saatler an olacak
Bütün kumdan saatler bir lahzada duracak
Denizler çarşaf gibi gökler parıldayacak
İki gözlü bir evde silik bir mum yanacak
Kainat ışıldayıp yer gök berrak olacak
Dargın akan nehirler yine kucaklaşacak
Sözler hiç bilinmeyen diyarlara kaçacak
Boynu bükük şarkılar, şiir yazılmayacak
Kayıt Tarihi : 4.11.2021 19:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!