... Geleceğin Ölülerine...

Rukıye Acar Genç
117

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

... Geleceğin Ölülerine...

ölümü hissediyorum
baktıkça gözlerime aynaların içinden
içimde taa içerimde
doğduğumda saklanmış
içimde bir yerlere

'Hayat var' diye inledikçe ben
Yollarım çıkıyor yalnız ölüme
Dirilerden bilen yok,siz söyleyin ölüler
Ölümden sonrada kızacakmıyız
Ölünmeden bilinmeyen ölüme
Dün buradaydınız bizimleydiniz
Söyleyin ölüler neredesiniz
Erirken deriniz ve gözleriniz
Şimdi siz nasıl göreceksiniz

Seslerin sustuğu söndüğü ölüm
Dirinin ölümü gördüğü ölüm
Her yer mezar ve ölü kokarken
Ölüler her yeri mekan tutarken
Her yolun sonu ölüm çıkarken
Nedir, bizi hayat diye delirten
Hayat bile ölelim diye varken
Öleceğim, öleceğiz hepimiz
Bizler geleceğin ölüleriyiz

Bilmediğim bir günde madem ki öleceğim
O halde hayatı neden seveyim
Bunca bilinmezlik varken içimde
Nasıl sevineyim, nasıl güleyim
Öldürenin eli dursun içimde
Ölürken,o beni tutsun içimde

Rukıye Acar Genç
Kayıt Tarihi : 27.8.2007 14:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


... geleceğin ölülerine...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Yılmaz İsmailoğlu
    Mustafa Yılmaz İsmailoğlu

    şiirini okudum. Çok beğendim. Gönlüne saglık. Selamlar.

    Cevap Yaz
  • Muhammet Yalçın
    Muhammet Yalçın

    bazı şiirleri yaşayan ölüler okuyamıyor ..
    yazan kaleme saygımla...

    Cevap Yaz
  • Mahir Odabaşı
    Mahir Odabaşı

    kaleminize sağlık.... başarılar...

    Cevap Yaz
  • Cemali Hikmet Aksu
    Cemali Hikmet Aksu

    Neyim var derken yaşanan kuşkulardır yarına bakıştaki tedirginlik.Nasılsa,'yarının ölüleriyiz' gerçeği kadar gerçektir ölüm. Farklı bakışı güzel işlemişsiniz. Saygılar.
    Cemali-Hikmet Aksu

    Cevap Yaz
  • Ömer Ekinci Micingirt
    Ömer Ekinci Micingirt



    T E F E K K Ü R . . .

    Ben derdimi şiirlerimle paylaşıyorum,nefes alıyorum adeta...Tefekkürü şiirlerle birlikte yapıyoruz ama derdime çare olacak mı onu da bilmiyorum... Bunu da biliyorum. Derdi olmayan var mı ... Derdi olmayan varsa ona benden bir yığın dert gönderebilirim demişti bir dertli. Hiç dertsiz kalmıyor başım, gönlüm ve gözyaşım. Sessiz sessiz yudumluyorum boğula boğula... Gözyaşım akmıyor dersem yalan olur… Bu dertlere sessiz dertsiz yığınları düşündükçe şaşıyorum ve üşüyorum...

    Bir gün bir gözü yaşlı görürsem, ona, bana biraz daha gözyaşı gönder diyeceğim. Zira kalbe gözyaşı tohumu ekilmedikçe, insanın yüreği bulutsuz ve buudsuz kalıyor buyurmuştu yine bir yiğit.Bunu bazıları yadırgayabilir. Varsın yadırgasınlar… Gözünde yaşı olmayanın gönlünde baharı olamaz…Benim gözyaşlarıma dokunmayın,kahkahalar sizin olsun...Hem buyurmadı mı ''Çok Ağlayın Az Gülün.'' Gül Yüzlüm…


    Bir Yolcu ki Başıboş

    Bir yolcu ki başıboş…
    Yırtık çarık ve sarhoş,
    Ruhu sisli girdapta,
    Akıl firar, boşa koş!
    Diz mecalsiz azık boş,
    Dava zorlu yol yokuş,
    Bir yolcu ki başıboş…

    Dönmüş çarkı, kör bakış…
    Surat buzlu karakış,
    Yırtılıyor izanı,
    Pusulasız ve berduş
    Hedef şaşmış, tuzu yaş,
    Dava zorlu yol yokuş,
    Dönmüş çarkı kör bakış…


    Ömer Ekinci Micingirt








    Ağlamayın Arkamdan

    kanatlarım ağır ağır düşerken
    ümit korku can havliyle pür edep
    ölüm korkusu ve kokusu yüzüm sapsarı
    elinizi elime dokundurun yavaşça ve yasinle
    baş yastıkta nasipse
    usul usul sönerken azar azar sessizce
    ağlamayın peşimden hem size ne oluyor
    vefamı dediniz
    hadi ordan
    merteklerdir dostlarım
    yapa yalnız kalırken
    tipi boran olsada namazıma geliniz
    mezara olmasa da
    ağlamayın sakın ha toprağımı atarken
    rahmetliyi severdim yok yok daha dün konuşmuştuk
    duyunca çok şaşırdım
    istemem ben boş lakırdı
    sessiz sessiz derinden bir fatiha sal yeter
    lakin yapayalnızım sitemim zorumdandır
    günahlar günahlar günahlar
    tövbem var gözyaşımla tek hasadım bu işte
    gözyaşıma sığındım tövbeyi siper ettim
    yaşım var abi yaşım yedi düvele bedel
    hem size ne oluyor ağlamayın peşimden
    dönün bakın çevreme komşularım ölüler
    sizin komşular kimdir vah yaşayan ölüler
    yetiş hoca efendi tez yetiş
    helallık al ne olur
    helal olsun helal olsun helal olsun
    istemem çiçekleri susturun alkışları
    ben fatiha isterim titreyerek damardan
    hem masrafta bedava
    kalakaldım baş başa merteklerin altında
    aman Allahım aman
    siz helvamı yiyorken
    ben amelle yüz yüze
    ve bir yiğit yetişti semerkand illerinden
    kocaman elleriyle sihirli gözleriyle
    sardı beni bir neşe esrarlı bakışıyla
    derken dilim açıldı kefenim büyülendi
    ümidim şaha kalktı suspus oldu endişe
    kurtuldum gariplikten her taraf gül bahçesi
    susun artık terk edin mezarımı sessizce
    ben fatiha isterim okuyun bir solukta
    ayrılırken ne olur ağlamayın peşimden

    07 09 2006 Bursa

    Ömer Ekinci Micingirt





    Eyüp Sultan Ve Pierloti-11 Haziran 2005

    M e z a r

    Duygularım konuşur, yine yaşam sancılı
    Baktım baktım terketti, dostları kaldı mezar
    Semalar ıssız mahsun, yanık sine acılı
    Yok vedalaşma serden, ayrılık güden mezar

    Burkuntu var ruhumda,derbeder beden mezar
    Doymazmısın cesetten bu açlık neden mezar?
    Nice koç yiğitleri, yurdundan eden mezar
    Herşey anladımki boş, gelmiyor giden mezar

    Sende Cennet bahçesi,Server'den duydum mezar
    Cehennem çukuruda, duyunca doydum mezar
    Gelmeden gassalhane,kalbe hak koydum mezar
    Açtınmı bağrın bana,söyle kaç beden mezar?

    Kimler yokki bağrında,Akif nerede mezar?
    Yandım yandım kavruldum,tarih kirada mezar
    Necip Fazıl uğrunda,Ömer burada mezar,
    İyi bak Üstadlara,seni şad eden mezar...

    Ömer Ekinci Mİcingirt


    Tefekkür

    Ümit-korku düşündüm,
    Aldı beni vesvese,
    İçim doldu sis duman,
    Anlayamaz hiç kimse.

    Kan ağlıyor yüreğim,
    Yudum yudum ızdırap,
    Kulluk yoksa ben neyim,
    Nefsim bunu bir bilse…

    Sessiz sessiz dinlerim,
    Bak dizlerim esiyor,
    Şaha kalktı genlerim,
    Sığmıyorum kafese.

    Kavgam zorlu ve nurlu,
    Pes demem zor olsa da,
    Dava büyük onurlu,
    Kulluk müthiş hadise…

    Çektim çektim parmaklar
    Doksan dokuz deyince,
    Sanki nurdan ırmaklar,
    Ve mevt oldu vesvese.

    Hırıltıya ne gerek,
    Ölümsüzlük libası,
    Takva ile giyerek,
    Duyuralım herkese.

    Tat veriyor cefası,
    Ki pahası biçilmez,
    Cemalullah sefası,
    Hadi Ömer Gülümse.

    01.09.2006 Bursa

    Ömer Ekinci Micingirt



    Vasiyet

    Mevsimi gelince emri ilahi,
    Ne olur dostlarım duaya sarın.
    Okunsun yasinler, çalsın ilahi,
    Güllerle bezeyin Hızır’a verin.

    Bilmem ki vasiyet nedendir erken,
    Gençliğe güvenip var hele derken,
    Düşündüm ukbayı birden giderken,
    Ansızın ölürsem nazara verin.

    Ağlaşma istemem sevmem avazı,
    Toplansın kurbanlar etsin niyazı,
    İstemem mezarda dünyalık sözü,
    Her türlü kelamı hazara verin.

    Canlarım bakışıp beni ararken,
    Ecelin kokusu ruhum sararken,
    Azrail ruhumu candan alırken,
    Nağme-i ezkârla gül-zara verin.

    Uzatın kıbleye sarın upuzun,
    Atın kucağına atın sonsuzun,
    Gözlerim kapalı son defa süzün,
    İbretle seyredin mezara verin.

    Uhrevi sarsıntı çıkmaz feryadım,
    Şefaat imdadım Kul Ömer adım,
    Tövbe-i Nasuhla vuslat muradım,
    Yemyeşil ayazda huzura verin.

    Ömer Ekinci Micingirt





    Yolcuyum

    Perişan dünyamdan sonsuza doğru,
    Bir tatlı rüyada yüzen yolcuyum.
    Balçıktan cesedim Âdemden huyum,
    Büründüm hülyama yürü ha yürü,
    Perişan dünyamdan sonsuza doğru...

    Gelenler gidiyor gör perde perde
    Sessizce derinden hep yavaş yavaş,
    Sıra sıra mermer bölük bölük taş,
    Beşikten mezara sırlı bir oyun,
    Gelenler gidiyor gör perde perde.

    Ve ruhum inliyor gözlerimde yaş,
    Ben tövbede buldum ulvi çaremi,
    Affı, mağfireti, lütfü, keremi...
    Feryadım kendime buğzum kendime,
    Ve ruhum inliyor gözlerimde yaş.

    12.07.2006 Bursa




    Ömer Ekinci Micingirt



    Yolcu

    Gönlüm buruk gözlerim yaş
    Bilmem nere gidiyorum,
    Sinem kebap alev ateş,
    O diyara gidiyorum.

    Kelp nefsime güvenemem,
    Amel nedir övünemem,
    Yolun sonu dövünemem,
    Pür biçare gidiyorum.

    Uyan uyan, uyanmadım,
    Takva ile boyanmadın,
    Sabretmedim, dayanmadım,
    Dura dura gidiyorum.

    Kalbim paslı yeremedim,
    Ruhum hasta göremedim,
    Beni bana soramadım,
    Battım kire gidiyorum.

    Erenlerle olamadım,
    Dergâhlara dalamadım,
    Bakarkörüm bulamadım,
    Acep nere gidiyorum.

    Yunus gibi yüzemedim,
    Şair oldum yazamadım,
    Basiret yok sezemedim,
    Ahu zara gidiyorum.

    Mevt olmuşum mevt giderken,
    Ecel gelmiş derim erken,
    Nerde ihlâs Allah derken,
    Sanki nara gidiyorum.

    Ben kendime gelemedim,
    Bitti oyun bilemedim,
    Yaşayarak ölemedim,
    Geldim gora gidiyorum.

    Hazan bahar yaslı güzler,
    Kan ağlıyor dertli gözler,
    Kınadılar görgüsüzler,
    Artık yara gidiyorum

    Haydi, Ömer tövbe önce,
    Nefs aynada görününce,
    Aldı beni bir düşünce,
    Belki nura gidiyorum.

    Kimse bilmez melalimi,
    Haram ettim helalimi,
    Aldım sırta amelimi,
    Ve huzura gidiyorum.

    13.12.06 Bursa


    Ömer Ekinci Micingirt


    VE DİYORUM Kİ

    Allahım! Bizi namazı, duası, ibadeti, yaşamı ve ölümü senin için olanlardan kıl, bizi affet, bizi bağışla!

    Amin...


    “Her türlü hamd, sonsuz nîmetler sâhibi olan Allahü teâlâya mahsustur. O, her türlü noksanliktan Münezzehtir.!
    Bizi islamla sereflendiren Allah´a (C.C) hamd olsun. O´nun hidayeti olmasaydi, biz dogru yolu bulamazdik. O´na hamd ve sena olsun. O´nu her türlü noksan sifatlardan tenzih ederiz.

    İşte O Gün O Gün Yiğitler görülecek,defterler dürülecek...Ölüm...

    http://www.omerekincimicingirt.com dan T E F E K K Ü R menüsüne beklerim...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Rukıye Acar Genç