2014 yılının sonuna dek ülkemizde 3 tane Nükleer Enerji Santralinin kurulacağı gururla yer alıyor haber gündemlerinde.
Hava kirliğine son verecek, kokusu genzimizi yakmayacak, rengi görüntüyü bulandırmayacak bir enerji üretilecek ülkemizde.Hele ki son günlerde tüm dünyanın gözü üstünde olan İran yaparda biz yapamaz mıyız diye düşünülünce gururlanıyor okuyan (!)
Ancak bu gururlanma yerini bir anda geçmişte kalmış bir çok kazadan en önemlisi olan üstelik de ülkemizde etkileri 19 yıl sonra lütfen araştırılan Çernobil Kazasının anılarına bırakıyor yerini. Bir yürek sızlaması eşliğinde.
Tarih 26 Nisan.1986 Ukrayna’da Kiev yakınlarındaki, o güne dek pek çoğumuzun varlığından bile haberinin olmadığı, Çernobil kasabasında bir insanlık faciası yaşandı. Nükleer Santralin 4 numaralı reaktöründe küçücük bir ihmal, bir dikkatsizlik, bir hata santralin patlamasına ve tüm insanlığı etkileyecek bir faciaya neden oluverdi.
En çokta komşumuz olması nedeniyle etkilerini bizler yaşadık.Çaylar radyasyonlu dediler, içemedik bir zaman, daha sonra dönemin politikacıları çıktı televizyona,ellerinde çay bardakları. ‘’Çayda radyasyon yok,bakın biz içiyoruz’’ Dediler, inanmadık belki ama yinede radyasyonlu çaylarla harmanlanmış çayları içtik kahvaltılarımızda. İhraç edilemeyen fındıklar satıldı pazarlarımızda ilginç reklamlarla, çocuklarımızla birlikte tükettik.
O yıllın ardından bir haber karesi kalmış aklımda. Birkaç çocuk Çernobil’in o bilinen etkisini taşıyan ve geleceği olmayan çocuklar, artık hiç biri yaşamayan yarınsız çocuklar. Unesco bu çocukları mutlu edebilmek için dünya turuna çıkartmıştı yolları İstanbul’a da düştü. Her an ölümün soğuk nefesini peşlerinde hisseden zavallı çocuklar ne kadar mutlu oldular bilinmez ama bilinen tek şey radyasyonun o minnacık bedenlerine verdiği hasar ve acı.
Şimdi Nükleer tehlike daha da yakınımıza geliyor.Sinop’a, Mersin- Akkuyu’ya ve Konya’ya.
Aslında yakınımıza gelen hiç de düşündüğümüz gibi bir enerji kaynağı değil.
Kokusuz, renksiz ama yavaş ve acılı bir ölüm çalan kapımızı.
Gelişmiş olan ülkelerin Nükleer Enerjiden vazgeçmeye başladığı, Nükleer Santrallerle ilgili yatırımlarını durdurup, ellerindekilerden kurtulma çabasına girdiği bir dönemde, ülkemizde bu konuda yapılacak yatırımlar için büyük kaynakların kullanılması akıl alacak gibi değil.
Dünyanın terk etmeye çabaladığı Nükleer Enerji Türkiye’ye dayatılıyor mu?
Politikacılarımız ya sonuçlarının ne olabileceğini bilmiyorlar yada politik ve maddi çıkarları öylesine bürümüş ki gözlerini, bu enerjinin nelere mal olabileceğini görmezden geliyorlar.
Yoksa bizim ülkemizde de Irak’da,İran’da olduğu gibi Nükleer Silah çalışmaları başlatılması mı planlanıyor?
Kurulacak santrallerin patlama olmasa bile çevreye radyasyon yaydığı, Nükleer atıkların imha edilmesi yöntemlerinin bile hala bulunamaması, bu atıkların yüz binlerce yıl etkisinin süreceğinin bilinmesi, insan üstündeki etkisinin kanser, sakatlık, erken yada ölü doğumlara neden olması düşünülürse,insanın sorası geliyor;
Politikacılarımız ne yaptıklarının bilincinde mi?
Başta kendi insanına sonra tüm insanlığa zarar vermeye kimin hakkı vardır?
Kim çocuklarımızın elinden geleceğini alabilir?
Ve neden biz bu gidişe ‘HAYIR’ demeyelim?
Sinop bizim sitesinde Nükleer Enerjiye hayır kampanyasına katılmaya ne dersiniz? http://www.sinopbizim.org/
GÜLSEREN ONAY
www.gullukdergisi.com da yayınlanan yazımı paylaşmak istedim kampanyaya katılmak için çok değil sadece bir kaç dakika gerekli omuz vermek istemez misiniz?
Gülseren OnayKayıt Tarihi : 23.2.2006 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nükleer Desantralizasyon!
Nükleer santrallara Son!
Diye höykürürken her iklimden
Yarının Çernobil şehitleri
Three Miles Island gazileri,
Siz bre nalçın ağızlılar
Kurtlanmış patates suratlılar
Nefesi kükürt kokanlar
Şapkası boktan kaptanlar
Hallaç osuruğu hatunlar
Akkuyu'ya radyasyon işemeğe kalkanlar
Kalın kafalarınıza dangetsin ki
Hormonlu domates gibi bebeler istemiyor bu millet
CAN YÜCEL
GELECEK KUŞAKLARI VE DOLAYISIYLA
DÜNYANIN GELECEĞİNİ DE DAİMA
TEHDİT EDEN NÜKLEER SANTRALLAR
VE BERABERİNDE GETİRDİĞİ TÜM
OLUMSUZLUK, TEHLİKELERİN
FARKINDA OLABİLMENİN
ZAMANI GELDİ VE GEÇİYOR BİLE...
YARIN DAHA DA GEÇ OLABİLİR.
SAYIN GÜLSEREN ONAY;
BU ÖNEMLİ KONUDAKİ DUYARLILIĞINIZI
VE UYARINIZI TEBRİK EDİYORUM.
SAYGIYLA
AYŞE GÜL.
Bu istek, cahilin cesaretinden başka bir şey değil.
Çernol'i unutmadı bu millet.Yalnızca Çernobil felaketi değil dünyanın başına gelen felaketler.Tarihin her döneminde kara bir sayfada yer alıyor Nükleer Santral ve beraberindekileri...
Ne nükleer santral ne de enerjiye ihtiyacımız var.
Geleceğimizin elimizden alınmasına hakkınız yok.
Sayın GÜLSEREN HANIM;
Bu sinsi tehlike hakkında insanlık adına göstermiş olduğunuz uyarı ve duyarlılığınızı tebrik ediyorum.
Saygılarımla.
Nükleer santralleri ni gündeme getirmeniz cok iyi oldu
bir cokla ri malesef ne kadar hazin bir gelecegimizin ve kapali kapilar ardinda basimiza neler örüldügünün farkinda degil
Vatanimizi artik yeri olarak gören ler ve buna izin veren lere ne demeli
Vatanimiz yeteri kadar zarar gördü insanlarimiz bir bir ölüyor ama kime ne
sizi yürekten kutluyorum
ve hayir asla nükleer santrali ni vatanimiz da istemiyoruz
herkesin duyarli olmasi gerekiyor cok gec olmadan
saygilar sevgiler
TÜM YORUMLAR (6)