Geleceği çaldık biz çocuklarımızdan...

hoş geldin oğlum..! hoş geldin...
umduğun bir hayatı bırakamayacağım sana,
aldığım emanet olmayacak bıraktığım...
sokaklarda bizim oyunlarımızı oynayamayacaksın.
açık cezaevi gibi bir hayat başlayacak önce.
sokaklara sağnak sağnak yağmakta kir,
kaç çocuk kirlenmekte kim bilir..?

alt komşumun oğlu tinerci,
bir altındaki sabıkalı;
çocuk kaçırmaktan...
karşı komşumun her akşam camından
bir ebeveyn feryadı duyulur acıyan candan.
sonra kapı sert kapanır,
ambulans kapıya yanaşır...

istediklerini alamayacağım,
bak şimdiden pazarlık edelim...
biz çok ucuza oynardık oyunlarımızı.
bilyeli arabaları,
uçurtmalarımızı kendimiz yapardık.
biraz misket toplardık,
çamura çivi saplardık.
artık bunlar yok,
olanlarda hazır ve pahalı...
parasında değilim ama,
hazır olunca çıkmıyor oğlum tadı...
beyniniz hep kapalı kalıyor
hayalleriniz çıkmaz sokak oluyor...

şimdiden düşünüyorum hangi okula gideceksin.
okullar okul olmaktan çıkmış,
öğretmen bıkmış, veli bıkmış...
bakkalın çocuğunu bıçakladılar geçen gün
sınıfın tam ortasında güpe gündüz.
artık çantalar kitap taşımıyor
eller kalem tutmuyor oğlum...
ben seni nasıl okutacağım...bunu düşünüyorum...

gökyüzü sanki daha bir grileşti.
sen bilmezsin ama,
doğduğun evin semti
bir zamanlar yemyeşildi.
sen yeşili ancak boya kalemlerinde göreceksin.
beton ormanlarda büyüyüp,
içine bol bol zehir çekeceksin.

ve oğlum! ! !
aşkı sen sadece hayal edeceksin.
bir beden seveceksin,
belki birden çok
ama sen aşkı hep hayal edeceksin...

30/05/2006