(bir gök kuşağı olmalı sevmek
olabildiğince yerden yüksek...)
gözümden düşen her tomurcuk
toprağın dokunduğu tende
yeni bir ben doğurur
zaman bizi toplayadursun koyaklarda ışık yerine
oyuncaklarımın yüzünde
parmak izlerini arıyorum
ara sıra ufalarken yaralı gövdemdeki kuytuları
aklımdan çıkmayan sen gelirsin elime
dudağına sürdüğün çığlıklar silinir
kırılan dallarımı görünce
nefesim sesine kavuşur yitik zamanın kekeme dilinde
borçlanıp bir umut daha alırım
bütün veresiye defterlerinde geçer adım
çürür sevdana değen bedenim her mevsim
uzattığın ellerinden asılamadım
büyümeye gecikmiş
sınırsız gözaltılardaydım
çiçeklerini
mevsimsiz döktün kucağıma gittim
içimde her sabah bir alay serçe çırpınmada
kanatları yaralı
gözlerinden yeşil akıyor
her sarıda bir soru buldum
sevmek kurur mu diye
her güz biriktin aklımda
bir tohum kaç kere patlayabilirse
o kadar kök saldın
kuru bahçelerimde geldim
dönüşüm hep sanaydı
iki yüzlü kuşların yerine koydum kendimi
kendimi bıraktım
sana geldim...
Kayıt Tarihi : 3.3.2008 02:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!