gel ve hüküm sür
mülkündür yoksulluğum
kuşları olmayan ülke
nehri olmayan ormanlar
mülkündür
adımımla başlayan topraklar
sütü olmayan meme
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Öyle karararlı ki karnımdaki ağırlık
sanki doğdu doğacak
evrenin körlüğü burada toplanacak
tebrikler Sayın Savaş,harika dizelerdi.
tüm bu kamaşma
aldattık kendimizi yıllarca...
ki insan aldatmakla var olduğunu/olacağını zannediyor bu yalan dünyada...
Güzel bir şiir. Elinize yüreğinize sağlık. Beğenerek okudum.
bu ne güzel bir aşk şiiri
insanı alıp hülyalara götürüyor
çok begendim kutluyorum şairimi
bundan sonra sayfanıza daha çok uğrarım
tebaandır yalnızlığım
ondan üreyen sırtlanlar
kuzgunlar, yılanlar
tebaandır
akrep sokmuş ruh
yeşile dönmüş ten
unutulmuş yazgı
tüm bu kamaşma
aldattık kendimizi yıllarca
zehre dönmüş us
kendini içeri akıta akıta
ve ben haklı değilim artık
bilindiğim hiçbir diyarda
Çok güzel şairim,tebrik ederim sizi.Yorumsuz tam puan...
tacındır
etteki yara
ekmekteki kurt
tacındır
bir türlü doğmayan bu çocuk
öyle kararlı ki karnımdaki ağırlık
sanki doğdu doğacak
evrenin körlüğü burada toplanacak
oysa küçük taşıdır ölmenin
yaşattığım avucumda tuta tuta
gel ve hüküm sür
koynumdaki boşlukta…
şiirinizdeki gizem akıcı dil...ne imgelerle...şaire yakışır..çok ince bir betimleme...sevgi ve saygılar....
Gel ve hüküm sür..
Koynumda ki boşlukta...
ÇOK BEYENDİM..TEBRİKLER..
Baş konulmuş aşka meşke
Kalmasaydı nefessiz keşke...
Şaire yaşadıklarını gayet güzel anlatmış.
İsteyene “boş ol” dedirtebiliyorsa; “fil hikâyesinde” olduğu gibi karanlıkta file dokunanların kendi algılamalarını ortaya koymaları gibi değişik duygular ve algılamalar uyandırabiliyorsa; “egemen kültürün diliyle” bin yılların kadına yüklediği acılara, kahırlara rağmen hâlâ kendine güvenen bir kadın duygusu yansıtılabilmişse ve Mevlâna’nın “ben ve sen” hikâyesindeki gerçek aşkı ararken “ben” demeden, “ben” diyen birinin “ben değil kapını çalan, senim” seslenişini dinlemeden kapılarını açarak, koyu karanlık “bencilliğini” doldurmuşsa boş yanına ve bu da kadınca bir güven duygusuyla, cesaretiyle dizelere dökülmüşse eğer…
Kutluyorum cesaretini, kutluyorum her şeye rağmen metanetini, kutluyorum insanlığın/kadınlığın bir boyutunu ortaya koyan bu yüreği, kutluyorum kendi olabilmiş duyguları ve onu çok güzel yansıtan dizeleri.
Bu duygu ve düşünce girdabını yaşayıp da ayakta durmayı başaranları, zehirlenen aklıyla bile kendi olanları ve dillendirebilenleri kutluyorum.
Su gibi akıp giden bir şiir değil diyenlere de şunu söylemek lazım. Haklısınız, çünkü şiirin duygusu akışı gerektirmiyor, mantık ve duygunun gizli savaşı var. İçten içe bu tezatlıklar yaşanırken hangi akıştan bahsedebiliriz? Bu ara ara kesintilere uğramalar şiirin özüyle örtüşmüş bence.
Dizeler pür dikkat Sırat köprüsünden geçer gibi okunursa şiir gerçek anlam ve değerini bulacaktır.
Güzel bir şiir.
'GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'
Arap senin dilin uzadı...boş konuşuyorsun durmadan ..adam sanıp seni tahümmüden yok etmek vardı amma, bu şairliğin gözü kör olsun..alfemebemin en son nüsasına iliştiriyorum seni..bütün kalburlar düzsün seni koyuluklara.. çalıp nüshanı buruşturuyorum. katıyorum seni zortlamış hanelere...ulan it kıçı kınalı bit..seni adam sanarak..bakarak terzinin marifetine...adam sandık..sen adam değil madam bile olamassın..pısırık kaplumbağa gibi...duymadan sesini haykırışın ...sokuyorsun kafanı kabuğuna ...ulan it..kıçı kınalı bit...sen kaşındın..
şairler gece efkarının sizi sardığını biliyorum. bir dem işte yalın ayak yürümek karanlığa... bu köşeler seslerinizin koyulaştığı bir abis. güneşi özleyen gölgeler saçsın ihtişamınızı.. ama usul yürümek lazım, ölüler uyanmasın. saçaklarımızda bir karanlık duruyor. görmüyormusunuz?
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta