Gel Seninle Bir Oyun Oynayalım

Dilerim, gözlerindeki umut gibi, her sevda sıcak olsun
Uzaktan uzağa değil, Aslı’ya olan aşkı için
Kerem’i içten içe yakan
Su yüzü görmemiş
Hırçın kıvılcımları
Alev topuna dönen ateş gibi
Yüreğin en derin yerinde olsun
Her ne varsa yaşama dair
Acılardan, kötülüklerden
Uzak
Yapraklara tutunan
Çiy
Çim, çimenlere düşen
Kırağı
Akşam kızıllığından
Fecre kadar
Her zorluğa rağmen
Güneş’i rahminde taşıyan
Gecenin sabahı
Filizlenen tohum gibi
Her canlı, mutluluğa koşar olsun
Her damlasında yaşam olan, yağmur yere düşerken

Gül kokan bir yaşam olsun, ellerin gibi, yüreğin gibi
Bahçelere hazan gelmesin, dalların yaprakları
Sararıp dökülmesin
Ah düşmesin
Yüreklere
Dünyada
Ne kavga
Nede savaş olsun
Mutluluğu kanatlarında taşıyan kelebekler gibi
Bülbülün al güle olan aşkı gibi, her şey çok güzel olsun

Gel ikimiz birlikte bir oyun oynayalım, yürek yüreğe
Adı “sevgi” veya adı “aşk” olsun
Dilersen “kardeşlik” olsun
Her an umut, neşe dolu olsun
Uzan ellere
Kelepçe vurulmasın
Tırnaklar sökülmesin
Zindanlar, hapishaneler olmasın
Gel, bir şiir yazalım
İsmi “barış” osun
Bir oyun oynayalım seninle
Çocukların ağlamadığı
Üst ve alt kimliklerin olmadığı
İnsanların aç kalmadığı
Üstünlük taslanmadığı
Bir dünya kuralım, baştanbaşa
Eğer cezası olacaksa! O da bir öpücük olsun
Bizi cendereye alan zor düzenler, yanarsa da yansın

Mehmet Çobanoğlu
26.02.2019
İstanbul