.
Sana, soluksuz gelmelerim var;
Bir öğlen sonrası.
Terli,sıcak ve serin bir rüzgar düsuncesinde.
Yüreğimden kuşlar uçuyor sana doğru,
Sonsuz maviliklere
Kanat çırpıyor göğsümün çarpıntısı.
Gel otur hele...
Kurul gönlümün baş köşesine.
Sana soluksuz özlemlerim var;
Demli bir çay,
bir cigara sonrası.
Senden gelen iç çekişlerim var.
Sanki; dünyanın bütün sıkıntılarını, soluksuz cekiyorum
Seninle, dünya güzelleşsin diye
Gel otur hele...
Değsin nefesin yüzüme, ekmegime.
Sana;soluksuz ve bir çırpıda yazdığım mektuplarım var .
Herbirinin hiç gönderilmediği,
Ve hiç bir postacının elinin değmediği.
Içinde sen içinde ben.
Ve nefessiz delirmelerim.
Bir çağlayan gibi sana doğru akan, öznesi sen ve bütün yüklemlerinin yükünü sırtımda taşıtan
cümlelerim.
Gel otur hele...
Sana bir çay söyleyeyim belkide iki.
Sana;soluksuz ölmelerim var,
Uzak bir dağ köyünde
Bir söğüt gölgesinde
Sessiz sedasız gitmelerim var.
Kuş sesleri rüzgâra karışırken dallarda
Ben sana hasret,
Ben sana sayfa sayfa şiirler bırakarak.
Veda etmeden.
Ne güzel ne taze çiçekler var bu mezarlarda...
Gel otur hele...
bu sahipsiz mezarın başına
Sana soluksuzum artık biliyorsun
Durma öyle
Artık sen bir şeyler söyle...
Sefa ÇELİK
Sefa ÇelikKayıt Tarihi : 4.12.2022 13:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!