(Gizli bir öznenin ilerleyişi anlatımında) Gel, güzel yarınlara …
II.
Bir diyalog, dağlarda kalındığında gerçekleşecek: Hakkari Cilo Buzul mefhumu çıkılmakta …
Nadide çiçek yetişiyormuş orada.
Ş. Ağlayan Lale:
“Boyum yetmiş beş santimetre. Sıkma beni, göbeğimden su çıkar …”
A. Kimene::
‘Tek burada mı yetişirsin sen, Ters lale? ’
Ters Lale:
“Evet, ama susayınca ben yürüyebilirim …”
A:: ‘İşine geldiğini aldığını haykırmıyorsun, anladığım kadarıyla. Bunun için ama, herkesi bir tutup -da belli yerleri köz- suçluyorsun da? ’
…
(Gel zaman, git zaman..
Bir vakit …)
O ortasında çimlerin, Ekran büyük belirdi. Top oynayan adamlar, Bir takım rakıcılar,Diğerleri
şarapçı. Çanakkale’liler Daha sonra, Hoppacık.. Denize atladılar…
Ve sonra Adile Naşit görünen, Sallana yuvarlana, havada ilerledi o Sallanan iskemle… Giderek Atamıza Dönüştü
… Tevfik Aras bey; Atatürk, son yılbaşısını onla kutladı. Kıyafetlerini ona verdi. Önce miydi, sonrası mıydı bundan; kırk altı kilo kalışı? Önce ile sonra bilinmemekte, fakat herhalde bu durum, Savarona öncesinde …
Yürüyerek ilerleyen o gölge sandalye, masal anlatan uykudan önce.. sekiz yaş kuşağına ya da saat akşam sekizdi; Mustafa Kemal geliyordu zangır zangır, sevgili Adile nine (ona) dönüştü. Dönüşen, Tevfik Aras’a bıraktığı elbiselerini istedi Ters Lale’den; o son, ’37 yılbaşısı yemeği gecesi (kuşandığı) .
(Cennet mi öyle bir yer, işte; yoksa yaşamaktan çok, kesinlikle hissettirmek için bazı şeyleri.. geri döndü,,,)
Lale vermek istemedi. Ceket cebinden Mustafa Kemal’in, Çalıkuşu romanı gözüküyor:
I.
Biter her şey bir anda
Her şey biter birebirden! *
Geldiğinden öncesi
gibi aynı.
Taş keser buzullar,
Cehennem don mevsimi olur,
Derken daha içe sokulur
onun ateşi
Kapılar kapanırken;
Canhıraş, kilitler kırılır
Tahta yansımalardaki.
Anahtar cebindedir.
Ses, soluk yoktur.
Cehennem Cennet olmuştur.
Kim peki
o halde adımı çağıran?
Her şey güzel, bak!
Ve gerçekten çok basit.
“Tak,tak! ” vur kapıya,
Asit yansın kendin içinde.
Eller gider gerçek doğrulara,
Gözler gözleri yadettikçe.
Gel o halde!
Gel, güzel yarınlara …
Bekleyiş gibi basitledi
Yine bebek koçaklama;
Sanki daha bir emeklemeye
Başlar olduğunda kucaklama.
Gel o halde,
E gel haydi güzel yarınlara!
Epopaa a,
..Lir`mekler:
Oy, incecik ilmekler …
Ve daha bile mi iplikçil?
Lir-emekler, epope;
Hektor v.s. Aşil
Travertenlerde yüzelim,
Gel!
Teknik puanlamaksızın
artistik
buz dansında, Jane
Torvill & Christopher Dean.
Kınalı yanardağ;
Umut, içsel mağma.
İç geçirgen köprü,
Plazma; terhisler,
Teşhis ad konmaz,
Sara.
O havuzlara atlayınca,
Haydi balıklar
Görünür, su!
Pamukkale görünür olur.
Yılbaşı ışıklandırmaları,
Sardı çevresini:
-
Açıklamalar:
* birdenbire bitişlerin, birdenbire başlayıp zorlukla süründürülen devamlara ters orantısını anlatma amaçlı seçilmiş kelime
T.Rüştü Aras: Çanakkaleli Eski Dışişleri Bakanı (nereli olduğunu şiire bağlantılandırmak amaçlı söyledim.)
Aras ve Ters Lale anlatıları, yaşanmış hikayeler
Not:
(ilk bölüm, aslında ikinci bölüm; “II” adlandırılan bölümle sonra alakalandırıldı “I” bölüm ile; ama dilek halinde ayrı ayrı da okunabilir, ama aslında ‘aynı olayın birbirlerinin devamı pasajlar’. Bölümler arası belli bağlantı noktaları, mesela, Ağlayan Lale, Pamukkale geçişi vb.)
Kayıt Tarihi : 14.12.2005 08:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
harikasın
çok sağol ...
gerçekten,inanılmazsın...
bir de dağıtmasan var ya...
satır aralarında yakaladıklarımın keyfini çıkarıyorum...
'Biter her şey bir anda
Her şey biter birebirden! *
Geldiğinden öncesi
gibi aynı. '
şu dörtlük bile o kadar güzel ki...
TÜM YORUMLAR (2)