Gel Gör ki Şiiri - Mahmut Nazik

GEL GÖR Kİ

biz ki
bu memleketin
börtüsünü böceğini
gülünü çiçeğini
yolunu yokuşunu geçeğini
biz ki yaylasının
davarını tavşanını yavşanını
biz ki kavgasının sevdasının
gelmişini geçmişini gerçeğini
bir bir sayarız

gel gör ki
düzlükler puşt elinde rehin
çakmak taşlarını kirtim kirtim toz edip
kurttan kuştan kulabadan kurtarabildiğimiz
bir tas çorbayla yedi nüfus doyarız
ve her lokmamızı
alın teri kan emeğine doğrayıp
soframızı
göz nurunun gülüş gülüş ışığıyla boyarız

biz ki
bir annenin göz yaşını
bir bebeğin gülüşünü
bir gencin düşünü
ta yüreğimizde duyarız

gel gör ki
sol yanımızda sefaletin sopası
sızımızla siyim siyim ağlarız
sağ yanımızda cehaletin ahbabı hempası
kızımızla başını bağlarız
dağ yanımızda muhabbetin katmer katmer kahpesi
gül yanımızda ceberutun idam sehpası
sazımızla sözümüzle yaramızı dağlarız

gel de gör ki ustam
eline iline yaban
fettan sağır kör şeytan
mankurt bir çoban
ne uyanırız ne ayarız
ustam
nece dilden söveyim

gel de gör ki
oban
sürü davar
tebaan
dilsiz duvar
biz söyleriz biz duyarız
de hele ustam
hangi gönülden seveyim

ama sen dur ki

Toroslar, Tilbeşer ovası
Erzurum yaylası düşmedi daha
Fırat Dicle Kızılırmak taşmadı daha
Dadaloğlu, Köroğlu coşmadı daha
sınır boylarında dağ gibi yatar şehitler
sen ayağa kalksın da gör
Karafatmayı, Kılavuz Hatice’yi,Nene Hatun’u
Gönülleri sevdada, elleri duada nice zahitler
Pir Sultanlar, Yunuslar yollara düşmedi daha

Ne eşraf takar ne şah ne padişah
Erenler evliyalar
Kırklar yediler tutuşup el ele
akar da gelir dağlardan
halay halay semah semah

söylenmemiş türkülerimiz
yazılmamış destanlarımız
kitaba geçmemiş öykülerimiz var daha

varsın acılar biriksin gecemizde
gündüzümüze sisler sancılar
geçit vermez bu dağlar
haine laine işbirlikçiye
sen kaygılanma ustam
Anadolu’da bir söz vardır bilirsin
vura vura davul bir havayı vurur derler
su yolunu aka aka bulur
sen tasalanma ustam
yüreğini serin
kavganı kavi
sevdanı derin tut
gardiyanı habis olan mahpusun
mahkumu asi olur

Mahmut Nazik 01 Ekim 2013 Mersin