Ey güzeller güzeli,gel bir daha yeniden misafirimiz ol!
Sinelerimize kurul ve gönüllerimizdeki karanlıkları kov,
Bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını duyur!
Gel,her gün daha azgınlaşan zulümleri ışığınla dağıt,
Herkesi inleten adaletsizlik ateşini söndürüver!
Sevgiye,şefkatinle sinelerimizi hoşgörüyle coştur!
Gel,ruhlarımızı aklın aydınlığı,gönüllerimizi mantık,
Muhakeme enginliğiyle buluştur,
Bizi kendi içimizdeki kopukluklardan kurtar!
Perişanlığımız sana bir çağrı,
Sinelerimiz Seniyye-i Veda!
Ne olur artık doğ canlarımıza!
Yaratan aşkına, bizi yalnız bırakma! ..
Günah, isyan diz boyu.
Sana sunacağımız armağan,
Kayda değer sermaye ölçüsünde bile değil.
Ne yürümeye dermanımız kaldı,
Ne de bulunduğumuz yerde ikâmete.
Ey şefkati,adaleti,aşkı gönüller sultanı!
Seni unuttuğumuzun farkındayız,
Ama sen incinsen de küsmedin;
Vefasızlık görsen de alakanı kesmedin.
Başını yaranlar, dişini kıranlar karşısında,
Bile ellerini açıp duayla yalvardın.
Bilmemelerini mazeretleri olarak gördün.
Kaç bahar gelip geçti biz hep hazandayız;
Düşe kalka olsa da hep senin izindeyiz.
Gel bizi bir kere daha sevindir ki,
Müsaade buyurursan,dünyamız da diyeceğim.
Bu dünya ışığa hasret gidiyor.
Bizler kırık azimlerimiz,o çatlamış ümitlerimizle,
Yolların hakkını veremesek de hep yollardayız.
Sadece hislerimizle de olsa,aradığımız sevgili sensin.
Gel son kez içimize doğ ki, gönüllerimiz ışıkla dolsun,
Ufuklarımızı saran şu upuzun geceler savulup gitsin;
Yerlerini gündüze bıraksın..
Kayıt Tarihi : 25.9.2012 01:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!