Gel Gitler Şiiri - Selami Karabulut

Selami Karabulut
40

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Gel Gitler

ENDİŞE

geç mi oldu, saçaklardan sarkan gölgeler de ne
anımsadığını dün, yadsıdığını yok sayan bellek
kalkıp gitsem diyorum ansızın omzumda bir el
gençliğim ah gururu eskimeyen endişem
orada, adımı heceleyerek boşluğa seslenen de kim

upuzun bir karanlığa açılıyor biriktirdiğim yollar
şaşıyorum kendime, o günlerden daha da önce
bir tesadüf müydü gökyüzüne durup hayıflanmam
benden sırrını esirgeyen zaman, dünden ne kaldı
hiç kimseydim belki de uyumsuz taşralı sesimle

yok saymak nedir ki ikircikli bir hevesten başka
kalbim savunmasız kale’m, kim bilmek ister sonunu
bakıp da alnındaki hatların ele vereceği esrara
bilmeden yaşamak, tutunup geçmişin yalancı ipine
git gidebilirsen, (k)ayıpların da yaşadıkların değil mi

ÖÇ

terleyen avuçlarımla sımsıkı tuttuğum sessizlik
birazdan yükselir ay, orada uysal bir kedinin gözlerinde
kıvılcımlanıp durur ölüm, bütün evcil arzular aslına döner
gecenin çarmıhında yaslı bir peygamberin adaletidir öç

örümceğin ağını gerdiği aralıktan bakıyorum göğe
bir anlamı olmalı bu ıssızlığın ne kadar ürksem de
kilitlenip kaldım boşluğa, tekin değil kuşkusuz
seçerdim karartıları uzanabilsem ayak uçlarımın üstüne

sanki sonundayım henüz başlamadığım yolun
gözkapaklarımı zorlayan dünden kalma bir ağrı
gerçeğin ta kendisi her sözcüğe gizlenmiş anlam
yazık verebilecek yanıtım bile yok kimseye

BAYKUŞ

gecenin kapattığı izleri açarak ilerliyor ay
düşünüyorum da çok eskiden bir kez daha...

arıttım kalbimi anıların sahte yaygarasından
belleğimde tek dedemin “vara vara vıra” ünlemesi

unutmak ve anımsamak... sık sık kapıldığım gelgit
anladım yalnız geceleri seviyorum kendimi

karşı gecekondular da soyundu küçük ölümün koynuna
yine baş başayım işte baykuşun uzayıp kısalan sesiyle

zaman ah! evet çocukluğumdu, bakıp da dolunaya
şaşkın bir hevesle dokunmak istemiştim göğe

SALINCAK

yol mudur hiçliğin adanmış şafağı

sıradanlığa katlanmanın tesellisi
ilk günkü kadar keskin olması özlemin
ah eşiğinde uyuduğum aşkın karakışı
daha uzun sürecek gözlerimin kamaşması
kime dokunsam dilimde hâlâ kekeme

gül oymalı bir salıncaktır göğsümde
her yönünü yitirmişe tesadüf kalbim
mağrur ve çokça örselenmiş bir yalan
aldırmasam da lüksüne kapıldığım şehre
artık sinmiş ellerimle sevişmek bile rutin

vakitsizmiş çocukluğun güzü, benliğim kayıtsız
gidip gelen kapının gıcırtısıyla oyalanan rüzgâr

AVCI

yok bağışlamam kendimi, çok zaman yitirdim
alışkanlık oldu bende huysuzluk, kabul etmesem de
hiç nedeni yokken üç gündür durup durup
yolları dinliyorum, gidip de görmediğim uzakları
geç kalmışım da beklettiğim biri var sanki

körelmeyen bu ışıkta çözemediğim bir şeyler
kanlı bir bıçağı anımsatıyor bana, serilmiş ceseti
hâlâ duyabiliyorum çığlıkları, daha da kötüsü
benmişim o ömrünü avuçlarıma sunan avcı
durup durup hiç yoktan ağlamaktayım üç gündür

Selami Karabulut
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 11:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Filiz Kalkışım Çolak
    Filiz Kalkışım Çolak

    Aşkın eşiğinde kışladık biz ömrü ve yitip gitti bahar biz acıyı şifa niyetine içtik...Ondandır şimdi susmayan parçalanma acıları, ürpertisinden o kan kırmızısı şafağın içimize içimize üfleyen....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Selami Karabulut