GEL GÂRİ!
Aşındı dağlar, taşlar; senin yolunu gözler
Göz ufukta beklettin, durma yeter gel gâri!
Muhabbet köprüsünden, geçmeden hiç olur mu?
Çilesini çekmeden, bulmak kolay mı yâri?
Serkeşliği seçersen, emekler gider güme
Sarı, kırmızı, mâvi… Bir çeşit renktir füme
İşte ben söylüyorum, kimse “demedi” deme
Haramları terk eyle, sonra boylarsın nârı.
Olmasını istersin; bir elin balda, yağda
Bir ayağın mezarda, gönlün bahçede, bağda
Mâvera denen yerde; o âlemde, ukbâda
Îman, amel yok ise; inlersin zâri zâri.
Kuralı çiğnemişse, bir derdi var onunda
Kim yanlış bir şey yapsa, pişman olur sonunda
Asılıdır fermanın, yağlı urgan boynunda
Suçu sen işlediysen, göze aldın mı dârı?
Ona göre yaşa ki, orada yüzün gülsün
Bâtıllardan yüz çevir, tevhit kalbine dolsun
Ay, yıldızı denede, sıra güneşe gelsin
Üflemekle söner mi, mümkün mü Hakk’ın Nûr’u…?
24/10/’16
Hanifi KARA
Kayıt Tarihi : 24.10.2016 00:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hanifi Kara](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/10/24/gel-gari-5.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!