Ey yüreğime kazıdığım
Ey firakına yandığım
Yıllardır dinmeyen hasretsin içimde
Varlığın tükenmeyen kaynak
Varlığın abı hayat
Zemheri soğuklarda içimi ısıtan kor
Kaybolduğumda yolumu aydınlatan nur
Çaresizliğimde umutsun yüreğime inen
Gülü imrendiren kokundur hislerimi okşayan
Güneşe ilham veren nurundur gözlerimi kamaştıran
Yıldızlara öncü olan aydınlığındır karanlıklarımı yaran
Ey Yar!
Bakışlarındaki sevgi oklarına hedef olmaktır gayem
İnci sözlerine muhatap olmaktır arzum
Benliğimi yıkıp seni yaşamaktır hayalim
İçine düştüğüm buhranlarda yalpalanıp dururken
O kutlu tebessümünle yeniden dirilmek ister gönlüm
Nazarında kıymet görmek ister sevgim
Gül çehrenden payidar olmak ister özüm
Sevgili
Ey hayat pınarım
Kayboldum asırların karmaşasında
Kimsesiz kaldım hicaz çöllerinde
Ağıtlar yakılırken ardından
Matem bürürken kainatı
Ben sana yok diyemedim
Sensizliği hayal edemedim
İzlerini sürdüm mekkenin sokaklarında
Kabe'ye seni sordum
Hira'da seni aradım
Yesrib'de seni bekledim
Hicretini gözledim özlemle
Talael Bedru terennümleri eşliğinde
Sevdanın gölgesinde bir aşıkta ben olmak istedim
Sevgili!
Eba Bekir gibi dost edinmez misin beni
Eba Eyyüb gibi hanemi şereflendirmez misin
Ensar gibi şad etmez misin gönlümü?
Vuslatınla erirken herdem
Rüyalarıma misafir olmaz mısın?
Senden asırlarca uzakta
Bikes, çaresiz ve yalnızım
Bir tek yanaklarımdan süzülen katreler anlar sana olan hasretimi
Gözlerim eşlik eder bana sensizliğimde
Özlemin şekillenir hayallerimde
Gönlüm avunmuyor artık zatına nakşedilen naatlerle
Söndür firakınla tutuşan hasretimi
Göster cemalini bitirsin visalimi
Sevinç dolsun yüreğim
Cennet görsün gözlerim kutlu simanda
Bir muştu bir heyecan yüklensin gönlüm
Seni ansın dilim tarifsiz cümlelerle
Gel ey sevgili hürmetle...
Ey Nebi
Zaman akıp gitti
Yıllar birbirini kovaladı
Devirler zulüm yüklendi
Acı yüklendi, özlem yüklendi
Hep biçare kaldı çığlıklarımız
Kimse su dökemedi yüreğimizde tutuşan yangınlarımıza
Kimsesiz beldelerde dost aradık yalnızlığımıza
Sensizlik dermansız bir yara gibi
Büyüyor içimizde günden güne
Ayrılıklarımız ihtilaflarımız
Bin ahh yüklenmiş bedenlerimiz
Her dokunuş bir serzeniş olup süzülüyor yüreklerden
Filistin ağlıyor... Gazze ağlıyor...
Doğu Türkistan yürek dağlıyor yıllardır
Ya Arakan, Burma, Irak, Suriye!
Nemrut ve Firavunların dirildiği beldeler!
Yurtlarından çıkarılmış mustazafların gözlerindeki katreler soruyor seni
Garip, melül yürekler dualarına amin diye bekliyor seni
"Ümmeti ümmeti" diye hıçkırıklarla bezenen o yüzüne hasretiz Sultanım
Geri dönmeyen dualarına muhtacız
Acı, zulüm yağarken üzerimize
Kan, gözyaşı akıtılırken işgal edilmiş topraklarımıza
Ezilince, yerilince bir bir değerlerimiz
Ebu Cehiller, Ebu Lehebler zulümler yaşatırken yüzyıllar sonra
Yaralarımıza merhem olacak ellerine muhtacız
Sevgili
Gel sök hastalıklarımızı kalbimizden
Temizle bizi kin ve nefretimizden
Kurtar bizi taasubi fikirlerimizden
Nefsimizin heva hevesinden arındır bizi
Uzat elini tazeleyelim biatimizi
Rahman'a gönderelim tevbelerimizi
Ve yürüyelim hep beraber
Bedir ashabı gibi, Hendek ashabı gibi
Feda edelim sana annemizi babamızı
Uğruna adayalım tüm varlığımızı
Gel Ey Yar! Rahmetle gel müjdeyle gel
Gel Ey Nebi! Özlemle gel muhabbetle gel
Gel Ey sevgili! Hürmetle gel, hürmetle gel, hürmetle gel...
Kayıt Tarihi : 11.1.2017 19:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!