duvarlara çarparak
ölmeyi öğreniyor sesim
alışamadım ben bu şehirlere
bu üşüyen sokalar benim değil
efkarlı yüzler taşıyor omuzlar
ağlama yüreğim
salkım saçak çiğdemler açtığında Gidirise’de
gel düşelim göç yollarına
Karaçal’dan seyreyleyip Karayolu’nu
geçip Demir Kapı’dan
helkelerine süt sağarken kızlar
Çaşır’da ıhtırılmış develerin yanına çöküp
bir yörüğün çoban ateşinde ısıtıp içimizi
gökyüzü dolduralım ciğerlerimize
tütününü terk etmiş ince bir duman gibi
dağları tüttürüyor yüreğim
çiy düşünce gelinciklere
şafağın kulağına seslenip
gel gidelim bir bulutun peşinden
yolları örselesin topuklarımız
geçelim Akdağ’ı
seğirtip çarıkların izinden
ince bir pusa mağrurca sarılınca Giği
öpelim bozkırı dudaklarından
kimliksiz bir rüzgara çarpıp savruluyor ömürler
demlenmiş zemheri oluyor şehirler
üstelik kardelen kokarken dağlar
Sıtkı Özkaya
02.05.2021
Kayıt Tarihi : 5.5.2021 18:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!