Evlat, annesinin rahmine sığar da ne hazin ki anne, evladının evine sığmaz.
Yazık ki bir huzur evinin penceresinden gözü yaşlı bakmaya mahkum edilenin
anne ve onun şefkati olduğu anlaşılmaz.
Her sabah ilk işim bahçeye bakmak
Gördüğüm tek şey sade bir serap
Bırak bir maziyi, bir resim yakmak
İpe götürecek koca bir sebep
Gecelerden yine böyle kaç gece
Benim kucağımda senin kundağın
Dudağımda 'piş piş' diye bir hece
Sabaha dek boş beklerdi yatağın
Çırpınan kalbinde titreyen bir aşk
Kıyamam, gözünden damla düşmesin
Cüceler evinde devasa bir köşk
Lale bakışlımı kimse üzmesin
Tomurcuklar çiçeğini açmadan
Saçının telini ben örmeliğim
Gelir misin bu can tenden geçmeden?
Yüzünü rüyalarda mı görmeliğim?
Zaman, çanağıma hasreti doğrar
Hasretim elinde, gelsen bitecek
Her gece yanıma hayalin uğrar
Korkarım gözümü açsam gidecek
Aylar sonra aklına geldiğim zaman,
Kapıda beliren sen misin yavrum?
Dünyalar benimdir geldiğin zaman
Yakutlar, zümrütler sen misin yavrum?
Gözlerim korkuyla saati arar
Bu nasıl bir şey, bitti mi vakit?
Parmağım saçının telini tarar
Eskide mi kaldı, yitti mi vakit?
Gitme ne olursun, kal biraz daha
Gözünün içine öyle bakayım
İşlerin önemli, biliyorum da
Gözünden kalbine belki akarım
Paslandı mı herşey, attın mı yavrum?
Bir adım mı kaldı dilinde 'anne'?
Doldurup bavula sattın mı yavrum?
Anladım ki yalnız dilinde 'anne'.
(mart 2007 İzmir)
Tuba KurtKayıt Tarihi : 28.3.2007 19:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ahmet Ayaz
TÜM YORUMLAR (3)