Nasıl yorgunum günlerdir anlatamam sana
Sanki yıllardır onulmaz yaraları
Aşılmaz dağları taşımışım sırtımda
Tarumar oluyor birdenbire yüreğim
Yangın yerine dönüyor sanki belleğim
Çok fena kanıyor çok fena sele dönüyor
Yalnız kaldığımı anlayınca gözlerim
Gel desem de gelmezsin ki şimdi
Ne sen gelirsin
Ne bu şehrin yalnız akşamları
Dindirir benim hasretlerimi
Sus pus oluyor baktığım her yer
Kurumuş bir ağacın
Acımasız rüzgarlara yakalanması gibi
Tek tek kırılıyor dallarım sanki
Uzayıp gidiyor varmak istediğim her menzil
Sonu gelmeyecek bu ağıtın belli ki
Sonu gelmeyecek içime düşen yangının
Zaman bağrında unufak ederken beni
Kim tutacak şimdi üşüyen elleri mi?
Kim ısıtacak göğsünün üstünde
Kışa zamansız yakalanan bir yaprak misali
Tir tir titreyen kalbimi
Gel desem de gelmezsin ki şimdi
Biliyor musun sevdiğim
Bir bulut olup gitmek istiyorum ben artık bu şehirden
Gitmek ve yüklendiğim acıları
Suskunlukları ağlaya ağlaya bir çöle dökmek
Çünkü ancak bağrına ateş düşmüş
Bir çöl anlar beni
Bir çöl dile getirir acılarımı sensizliğimi
Yüzyıllardır yağmurlara hasret bir çöl gibi
Elimi uzatsam sana
Gel desem de gelmezsin ki şimdi
Kayıt Tarihi : 3.2.2014 14:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)