GEL DE, ESKİ BAYRAMLARI ARAMA... (1)
“Geçmişe mazi derler...” ama, öyle maziler yaşanmıştır ki, bir anını bile hatırlamak dünyalara bedeldir. Bu konuda olumlu, olumsuz çokça halk söylemlerimiz vardır. Siz o sözlere, nasıl bakarsınız bilemem amma, ben çok değer veririm onların anlamlarına, anlattığı gerçeklere, sunduğu mesajlara. İsterseniz; aklımıza geliveren, birkaç tanesini yazıverelim, olmaz mı? Örneğin:
“ Eskinin değeri olsaydı, bit pazarına nur yağardı..”
“Eskisi olmayanın, yenisi olmaz..”
“Getirin o eski günleri de, bugünleri yakalım..”
“Nerde o günler, şimdi tarih oldu...” vb. anlam yüklü, ders yüklü, gerçekler saklayan sözlerimiz. Şuan aklımıza geliveren, konumuzla az-çok ilgili olan birkaç söz bunlar.. Örnekleri çoğaltmak, her zaman için mümkün. Her konuda da halk deyişimiz, çok sayıda var. Bu; sosyal kültürümüzün ne denli köklü, ne denli gelişmiş, ne denli büyük boyut, geniş ufuklu olduğunu gösteriyor. Ne yazık ki; tüm gelenek, görenek, haslet, güzel ilişkilerimiz yanında, bu zengin kültürümüzü de unutmaya, yok etmeye ses çıkarmıyor, kaderin acımasız silgisine(daha doğrusu geçen zamanın silgisine) terk ediyoruz. Çünkü kullanmıyoruz.. Çünkü konuşmuyoruz, söyleyip anmıyoruz.. O güzellikleri hatırlayıp, yeni kuşaklara, nesillere, çocuklarımıza öğretmiyoruz. Ders kitaplarımızda yer verip, belleklerine işlemiyoruz..
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek