yeraltından çıkmış konuşmaların ahizelerini tanımıyorum,
öyle ki kablolarını toprağa gömecek kadar deliyim,
köklerinde namussuzluğu sulayan hiç bir yüreğin sesini tınmam....
avans veriyorum böyle koşan tüm dudaklara,
bitiş çizgisine çarpık cümleler varamaz,
kulvarları çizilen yolların tebeşirine basacak alçaklıkta değil kalbim....
hiç bir sese kulağımı emanet etmem,telaffuzunu bilmiyorsa
emek vermeden sevgi kumbarama kazanç sağlayamam....
üzerinde döndüğü milden bağımsız hiç bir sevgim çalışmaz,
çakışmaz duygularım ahlaksız bedenlerin saatlerine...
tümsekler,engebeler,her türlü yeryüzü şekilleri etkilemez kalbimi,
terbiyesini veremiyeceğim derslerin öğretmeni olamam....
değişik yardakçıların ellerini sahte maskelerdeki dudaklar öper,
dedikodu safsatalarının kalbur üstü mekanlarına adımımı atmam...
averaj sağlamak için kalbe tekme vurulmaz,
üstü açık sarnıçların hep misafirleri olur,
kendinden kapanabilen kalplerin aşığıyım ben,
içgüdüsel sevgilerin kaynağından su içerim,bana yılan bile dokunmaz....
mahremdir kirpiklerin uçları,
içinden geldiği gibi ıslatabilirsin,
duygu denizi kendini bırakır boşluğa,
aşk ittirir damlaları göz çukuruna....
kalbime ne kadar alkol versem seni gördüğüm an kadar başı dönmez,
dizlerim kırılıp yere düşmek bahanesi sarılmamın,
temaslarında kaybolacağım pervanelerin dönme gücüne hayranım...
kalbimin saflık derecesini hiç bir sarraf bilemez,
gramla ölçülecek kadar hafif değildir,
rengine aldanma,
sarının altından her zaman kan fışkırabilir...
bacakların yere basan bölümünün iki defa söylenmesiyle geldim yanına,
uzun uzun anlatılacak devranların aşığıyım,
baş harflerini kazımam ben aşklarımın,
kitabeler bırakırım gözlerinin içine...
yarı saydam duygularla gelme bana,
hiç havasında olmadığım kahvaltı zamanları bana uyar,
ya da akşamın siyaha boyanmamış hali,
gün batsam mı,sen gelsem mi dediğin anlar mesela,
park köşelerinde çimen kovalarken düş avuçlarıma...
kimin tuttuğu belli olmayan ahizelerden ses verme,
tuşlarını bilmediğin radyoların dalgalarını gönderme bana,
aşığıyım ıslık seslerinin dudaklarıma dokunduğu sevgilerin,
dişlerinin arasına sıkıştırdığın dilini,
üzerinde elma şekeri yenmiş edasıyla gel bana......
Kayıt Tarihi : 12.3.2018 21:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!