Geçmişteki Mahkumiyet Şiiri - Birol Yiğit

Birol Yiğit
85

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Geçmişteki Mahkumiyet

Hapishane günlüğümden bir şiir

Geçmişteki Mahkumiyet

İlk defa yaşıyordum mapusluğu,
Ne yüz kızartıcı suçlu nede siyasi tutukluydum.
Bir anlık öfkenin kavgaya dönüştüğü,
Ve bu kavganın bedelini ağır ödüyordum.

Geçer miydi?

Üç buçuk ay dört duvar arasında hatta bu zindanda,
Sigaramı bile rahatça içemediğim köhne koğuşum da,
Ve.., üç kişinin dahi sığamadığı daracık avluda,
Sevdiklerimden uzak...,
Dostluğu,
Düşmanlığı belli olmayan insanlar arasında.

Evet.., Sıra bana geldi, volta atıyorum,
Hızlı adımlarla, yürümeyi unutmamak adına.
Elimde tespihim, durmadan sallıyorum,
Hırsımdan parmaklarımı, kırarcasına.

Güneş.., Nereden doğuyor, nereden batıyor anlamıyorum.
Parmaklıklara yaslanmış,; sessiz, sessiz ağlıyorum.
Elimde kırık dökük bir saz, dilimde özgürlük türküsü,
Gün saymayı unutmak için, kendimi avutuyorum.

Geçmiyor sandığın aslında geçtiğini zamanın,
'Karavana' diye bağırınca anlıyorsun gardiyanın
Ve yine aynı tonla ürküten ses 'görevli koşsun'
Her zamanki gibi; ya kumlu ıspanak yada taşlı mercimek.
Yemek ne mümkün.! İçinde bir sen yoksun.
Alışamadım, ölebilirdim olmasa içi alınmış yavan ekmek.

İşte böyle dostlar;
Hep öyle geçti günlerim burada.
Bu kadar kısa zamanda, yıllarımı kaybetmiştim sanki.
Tahliyem gelip de gün ışığına çıktığımda,
Gözlerim görmedi bir an, Yürümeyi dahi unutmuştum inan ki.

Birol Yiğit
Kayıt Tarihi : 20.7.2008 15:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hayatta insanın başına her türlü şey gelebiliyor, mahkumiyet de bunlardan biri. Önemli olan 'Ekmek elden Su gölden' yatmak değil veya ceza yatmayı gurur sayıp koltuk kabartmak sonrasında koz olarak kullanmak da değil; ders almaktır. Buda bana iyi bir ders oldu. ''Kötü söz sahibine aittir'' deyip tahriklere kapılmamayı sabrın en güzel zırh ve kalkan olabileceğini öğretti.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Halim Yüce
    Halim Yüce

    Derken..,
    'Karavana' diye bağırıyor gardiyan 'görevli koşsun'
    Her zamanki gibi ya kumlu ıspanak yada taşlı mercimek.
    Yemek ne mümkün.! İçinde bir sen yoksun.
    Alışamadım, ölebilirdim olmasa içi alınmış yavan ekmek.

    İşte böyle dostlarım; Hep öyle geçti günlerim burada.
    Bu kadar kısa zamanda, yıllarımı kaybetmiştim sanki.
    Tahliyem gelipte gün ışığına çıktığımda,
    Gözlerim görmedi bir an, Yürümeyi dahi unutmuştum inanki.


    Kaleminize yüreğinize sağlık.Tebrikler...Saygılar...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Birol Yiğit