En koyu rengiyle haykırdım sana dün gece… sessizliğin rengine boyandı yine çığlığım. Gecenin rengine boyandı yüzüm; karardı baktığım aynalar; küstüm zamana; karardı saatler!
İçsel bir boşluk tufanında yazıyorum şimdi sana. Geçmiş zamanın ayak izlerince uzak anımsamalarında hatırlıyorum. Ben kar tanesi kadar küçük…
Benim bir geçmişim yok; götürmüştün ya giderken, sana soyunduğum saatler gölgesinde kaldı karanlığın… yalnızlığım zaman aşımına uğradı!
Hiçliğin kaosunda kahraman olmak kolaydı da, “sendeki ben” izin vermedi yokoluşlara!
Tüm anlamsızlıklarında suçlayamamıştım ya seni; kimsenin büyük olamadı işlediği suçlar seninki kadar; Dostoyovski’den attım Cezayı, Suç kaldı sadece…
Sen sahiplendin cezasız suçları ve ben; kendimizce yargıladık tarihi…
“Gümüştü yüzüklerin rengi” karardı şimdi; unuttum attığım yeri.
Neydi o sevişmeler? Ne kadar masum işledik büyük günahları…
Mahşere kalan cezalar gibi ahrete mi kaldı kavuşmalar? Oysa şimdi gözüm yok.
Oysa bilmiyorsun ki, kendi mahşerinde cehennemini yaşayan adamım ben!
Kızma e mi? Yine başladım sigaraya; ibadetler hak getire… senin benimsediğin kadar, ne seni benimseyebildim ben, ne kendimi.
Bugün düştüm seni ömrümden; anladım ki sensiz de yaşanabiliyormuş hayat. Sensizliğin ölmek gibi bir anlamı yokmuş.
Andıkça anımsayacağım anısın şimdi geçmişin gölgesinde; yüzsüzlüğün acıtmıyor içimi!
Kayıt Tarihi : 12.1.2008 19:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
zevkle okudum... ve geç de kaldım sanırım ama neyse kş hiç okumamaktan iyidir... sevgi ve de saygıyla kalın...
TÜM YORUMLAR (1)