İçimdeki çatlaklar, yankı yankı,
adın düşerken dudaklarıma,
bir zamanlar sıcak olan,
şimdi soğuk ve keskin bir bıçak.
Gözlerin, hatıraların labirentinde kaybolur,
bir yara daha açılır derimde,
sevgi, nefrete dönüşürken,
zaman, düşmüş bir yıldız gibi.
Her sabah güneş, bir parça umutla doğar,
ama karanlık, içimde bir gölge gibi.
Aşkın en güzel yüzü,
şimdi bir düşmanı andırıyor,
düşlerime sızarken,
dikenleriyle kalbimi dağlıyor.
Bir adım ileri, iki adım geri,
kendimle hesaplaşırken, seni anarken,
sevgim bir tüy kadar hafif,
nefretimse demirden bir zırh gibi.
Her anım, bir savaşa dönüşür;
gözlerin derin bir okyanus,
ve ben kaybolmuş bir gemi,
fırtınada savrulurken,
neredeyse batmak üzereyim.
Özlem, bir asır gibi ağır,
gözyaşlarım kurumuş,
ama ruhumda bir yangın yanar,
senin anıların, kök salmış derinlere,
her yeni günde bir acı daha,
her hatıra, bir düşman saflarında.
Oysa bir zamanlar,
gönlümde cennet gibi parıldardı.
Birlikte geçirdiğimiz günler,
şimdi kurumuş bir çiçek gibi,
bir baharın özlemi,
ama kışın soğuğunda donmuş.
Sevgiyle ördüğüm hayaller,
şimdi birer birer yıkılırken,
aşkımın yerini nefrete bıraktı,
bir alev gibi parlayan kalbimde.
Her yeni günde, direnişime rağmen,
yine başlar bu döngü; özlem, kayıp,
belki de en büyük yıkım,
bütün bu karmaşanın içinde saklı.
Bir tutku, bir hasret, bir sona doğru;
kim bilir, belki de en nihayetinde,
sevdalı bir ruh, nefreti kucaklayarak,
bana özgürlük sunacak.
Ama bu savaşın sonu,
yüreğimde bir kuşun kanadı gibi,
sözlerin hâlâ yankılanırken,
kıyametin eşiğinde bekliyorum.
Her düşünce, bir savaşçı;
kendi içimdeki çatışma,
seninle kurduğum o evin kalıntıları,
bir anı, bir düş,
belki de hiç bitmeyecek bir keder.
İçimdeki derin yaralar,
bir gün belki kapanacak,
ama sen, her zaman orada kalacaksın,
gölgenle peşimi bırakmadan,
özlemim ve kırgınlığım,
bir halat gibi boğazımda,
sana ve benden kalan her şey,
kayıp bir cennet gibi,
sonsuz bir mücadeleye dönüşecek.
Kayıt Tarihi : 5.10.2024 13:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgi, bazen yalnızca kağıtta yaşam bulur; burada yazılan, yalnızca edebiyatın bir oyunu olur. Duyguların kelimelere dönüştüğü o anlarda, gerçeklikten uzaklaşırız. Kağıt, duyguların sahneye çıktığı bir oyun alanı olurken, aslında derin bir yalnızlığın ifadesine dönüşür. Edebiyat, bu yanılgının en güzel yansımasıdır; satırlarda can bulsa da, gerçek hayatta çoğu zaman kaybolur. Sevgi, bir hayal gibi uçup gidebilir, en samimi duygular bile bazen sadece bir kurgunun parçası haline gelir. Bu şiir de edebiyatın bir oyunu, sadece bir kurgu.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!