Geçmişe Yolculuk Şiiri - Mustafa Suphi

Yaklaşık yirmi yıl önceye dayanır Fevzi Ağabeyle tanışıklığım... O zamanlar ben daha taşralı utangaç mahcup bir çocuktum... Şiire edebiyata yeni yeni gönül vermişliğim vardı ve bir şiir kitabım yayınlanmıştı henüz... Bab ı ali ye yeni yeni alışmaya kendisini kabul ettirmeye çalışan bir çocuk... O tarihlerde nerde ve nasıl tanıştığımı şimdi anımsamıyorum ama Fevzi Ağabeyin yayınevine çok sık gittiğimi bilirim... Hem Fevzi Ağabeyle sohbet hem bana katacağı çok şey olduğundan hemde O'nun sayesinde bir çok yazar ve şairle tanışmak içindi, ki Ercüment Uçarı, Faik Baysal, Tevfik Akdağ gibi bir çok üstad şair ve yazarlarla tanışmışımdır sayesinde O, yayıncılık yıllarında benim bir şiir dosyamı da yayınlayacaktı ama nedense olmamıştır....Yine aynı tarihlerde ilk romanım olan ''Bir Yaşamın Güncesi''ni tamamlamaya çalışıyordum ama el yazımı kendim de okuyamadığımdan bir daktiloya gereksinimim vardı ve ben Cumhuriyet'te 800 bin lira maaşa çalışır 250 bin lira kira ödediğimden bir daktilo alamıyordum...Fırsat buldıukca Fevzi Ağabeyin Yayınevine gider orada el yazılarımı daktilo etmeye çalışırdım ve bir gün şöyle dedi... '' al şu daktiloyu götür romanını bitir sonra bana iade et'' o an öylesine mutlu olmuştum ki anlatılması tarif edilir gibi değil Yıllar geçti, ben İstanbul'da kendi düzenimi kurdum... olgunlaştım bir yön çizdim o dönem Fevzi Ağabey de İstanbul'u terkedip doğduğu şehre Antep'e yerleşti...ve koptuk... Yıllar sonra buldum üstadı Antep'te... konuk etti beni bir kaç şiirdaşıyla birlikte...Geçmişi andık hakikaten ve o gece kimler konuk olmadıki soframıza... Taaaa Abdülhak Şinasiden Necip Fazıl Üstada kadar... o gece kimler vardı masada tiyatro virtüözü Hüseyin Akkaya şair Mehmet Kara, şiire teğet yazılarıyla Ramazan Teknikel sonra doktor (bir şair dost, bağışlasın adı kalmadı aklımda) ve ertesi günü bu şiir doğdu...Teşekkürler Fevzi Ağabey bendeki emeğine ve koruduğumuz dostluğumuz adına... Saygılarımla Hocam Yine o dönemlerde benim üzerimde çok büyük emeği olan iki insan Afşar Timuçin ve Tarık Dursun K.'yı da anmadan geçemeyeceğim... * Ziba Sokağı 1950 li yılların Galatasaray'ın da genelevin olduğu sokağın adıdır. Ercüment Uçarı'nın da aynı adı taşıyan bir şiir kitabı bulunmaktadır Zorunlu açıklama: Sözü geçen Naciye, benim gezi, roman ve şiirlerimi yazdığım, notlaımı aldığım siyah deri kaplı defterimin adıdır *Balcan (patlıcan) kebabı (Ben balcan kebabı diyorsam adını bilmediğinden... Sarımsak kebabı/yenidünya (malta eriği) kebabı karışımı bir şeydi tepsideki/belki adı bile yoktu o kebabın/kendisi yaratmıştı... 'Oldum olası severim karmaşık şeylerle güzellikler oluşturmayı diyordu Günenç)