Yalnızken yaşarım ben en kalabalığımı,
yalnızken bulurum arkadaşın en hasını,
vefalısını.
Zerrenin kâinata dönüşmek için patladığını,
yıldızların tek tek dizildiği ipte atladığımı.
Yaşarım yalnızken, hatırlarım yaşamadığımı.
Siper olurum katledilirken Habil,''yapma'' derim,
Hissedilmem.
Karga kılıklı şeytan kadar sözüm geçmez,
Dinlenilmem.
''Binin'' derim gemiye, başlamak üzere tufan.
''Hz. Nuh'a inanmadım'' der biri, sana hiç inanamam.
Yedi uyuyanlarla uyur, rüyalara uyanırım.
Kıtmir kadar olamam ya, buna nasıl dayanırım.
Su taşırım Hz. İbrahim'e, asası olurum Hz. Musa'nın.
Dirilirim, Rabbimin izniyle dirilttiğiyle Hz. İsa'nın.
En güzeli de, kavuşurum en güzele.
Ümmeti olurum Hz. Muhammed Mustafa'nın.
Bırakılsam, geçtiği yol olurum kalırım.
Halifelerine doyamam, korkarım, utanırım.
Belki aklım ermez ilmine, alsam ancak feyiz alırım.
Fethederim ülkeleri, alınmaz kala-lar alırım.
Ulubatlı Hasan'ım la dik surlara tırmanırım.
Geçilmedi Çanakkale, orda değilken bile yaşadım.
Geçilseydi kırılırdı, kapısı mülkü İslam'ın.
İşte böyle, tüm bunları ben hep yalnızken yaşarım.
Uyandığım rüyalarda, ben hep geçmişe koşarım.
Dosta anlatsam inanmaz, sırrımı suya yazarım.
Ya Rab mağfiret eyle kuluna, bazen anlayana susarım.
Kayıt Tarihi : 10.8.2014 13:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!