Yoksul bir aile yaşardı
bu evde…
Kapısı, pencereleri kapalı şimdi…
Eşyalar dağılmış,
sıkı sıkı örtülmüş perdeler…
Canlarım,
hepsi göçüp gittiler birer birer
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Yalnızsın,
bir başınasın deli şair…
Geçmişin koynunda
zaman seni alınca tutsak;
Geçmişten kalan üç beş tatlı hatıranın yanısıra zamana tutsaklık. Kaleminize sağlık Kutlarım Talat bey
Ben ana babalarımızın tükettiği o koskoca ömre yaşanmamış yaşamlar diyorum. Ziyan gibi. Varlık içinde yokluk. Toprak var. Çalış çabala. Ürün para etmez. Çoluk çocuk okula gidecek.ZOR GÜNLER...ACI GÜNLER.
VE SONRA:
Uçmayı öğrenen kuşlar ayrıldılar yuvadan.
Göçmen kuşlar her mevsim geri dönerler,
Anne- baba sağken bizimkiler de döndüler,
Sonra artık sadece ölümlerde geldiler.
Kimse kalmadı artık oraya uğrayan,
Beş mezar kaldı sadece beni köyüme bağlayan.
Çocukluğumun yarısıydı orada yaşanan,
İşte bu yüzden yüreğimin yarısı göç etti Yapraklı’dan.
Kalan yarısını koparıp alamadım
Öğrencilerim, dostlarım, akrabalarım
Ve orada kalan beş mezardan.
Naime ÖZEREN
Kutluyorum yaralarımın kabuğunu kaldıran bu şiirinizi ve sizi içtenlikle değerli ağabeyim. Saygımla...
Yalnızsın,
bir başınasın deli şair…
Geçmişin koynunda
zaman seni alınca tutsak;
rüzgâra kapılan kuru yaprak…
Dilin susar, ellerin tutmaz,
şaşkın, çaresiz ve yapayalnız,
garipliğine ağlayarak…
Bizim de içimde büyüdüğümüz evimiz... Sonunda dökülüp yıkıldı; dönüp bakamıyorum! İşte böyle... Şiir kalbine teşekkürler... İyi akşamlar...
Belki de zaman da bizden intikam alıyormuş gibi geliyor bazen bana.Önce sevdiğimiz ne varsa silip-süpürüyor.Ardından anılarımıza ait ne varsa yıpratıyor ya da yok ediyor.Geçmişe dönünce bizlere sadece acı bir tebessüm kalıyor dudaklarımız arasına sıkışmış.Şairin duyarlı yüreğine saygılar.
Dün ve bugün...
Ne büyük farklar var, nasıl oluştu, nasıl birikti yıllar yılı... Paramız, malımız, evimiz, barkımız olsa ne yazar? Hani nerede o sağlık, nerede uçar gibi adımlarımız, nerede yorgunluk nedir bilmeden inen akşamlarımız?
Duvarlar yıkılıyor şimdi üstümüze, her gece yarısı... Yatağımızla kavga ediyoruz, 'neden ağır bu yorgan' diye... Olmayan sabahlara kırgınız, her şafak vakti güneşin yolunu gözlerken..
Ve hep yapayalnızız...
Güzel şiir.. Tebrikler Talat Bey...
Rüzgara teslim olmuş bir hüzün fotoğrafı...Nedense benzer fotoğraf ya da yazı/şiirler bana hep Bilge Karasu'nun 'göçmüş kediler bahçesi' ni aklıma getirir..
Kaleminize sağlık sayın Talat Semiz...
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta