-Sorunumu size söyleyemem, eczacı hanımla görüşmeliyim.
-Eczacı hanım şu an laboratuvarda. Bir dakika bekleyin haber verelim.
Yetmiş yaşlarındaki kadının gözleri etrafı sıkıntıyla taradı. Dükkânın içinde bir kenara büzülüp orada yokmuş gibi durmak istiyordu sanki. Üstelik eczacı hanım da bir türlü gelmek bilmiyordu. (Hay Allah… Söze neresinden başlamalı… Doktordan… Evet evet; doktordan başlayabilirim…)
-Hanımefendi buyurun, benimle görüşmek istemişsiniz.
-Şeyy. Ben şeyi soracaktım; Doktor Hüseyin bey yaşıyor mu?
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Demek istediğimi unuttum.
Her meslek grubunda olması gereken'Toplam Kalite Yönetimi' kavramı açısından takdir ve taltife değer bir tutum.
Üstlenilen görevlerin yalnızca alanımız kapsamında olanları yerine getirip, işimize gelmeyenleri savuşturarak kurtulma kolaycılığı ve tembelliğine yönelmek bu ulusun düzeyini düşüren belirgin bir özellik.
Yapılan işin en iyisini en kalitelisini, insanı mutlu edenini yapabilme nezaketi dinamik insan tavrı.
'Dükkânın içinde bir kenara büzülüp orada yokmuş gibi durmak istiyordu sanki'
İnsan radarına takılan şu gözlemi ve dile getirişi bakın hele. Gülümsedim ben de.
Ne işe yarıyorsa o ilaç artık.
Buyruk alan edilgen insanın olumsuz kalan koşullardaki mantıksız yakarışının zavallılığını irdeliyor olgucuk.
Bir şey dikkatimden kaçtı sanılmasın.
Ezcacı ne istediğini bilmeyen bu kadını haklı olarak başından atabilirdi.
Atmıyor. Sabırla dinliyor. Çare arıyor.
O yüzden ellerinden öperim.
:))))))))
bu da arap naci'ye...
sonra da git bunu değiştir diyecek o adam...biliyorum..
:)))
güzel ötesi
Bu gün iş arası kahvehaneye uğradım çay içmeye , orta yaşın üstünde biri ile kahvecinin diyaloğuna bende karıştım biraz... ..
Adam .....''Ziya ( kahveci) ulan benim kalp durmuş ama yeniden çalıştırmışlar...
Ziya ....... Sahi öyle bir şeyler duydum , hayırdır ..
Adam ..... Kalp krizi , acayip bir ağrı yaşadım önce gerisini hatırlamıyorum , kalbim durmuş ama çalıştırmışlar tekrar. Ulan ne güzel durmuş işte niye çalıştırıyorsunuz. Bir daha mı öleceğim ben şimdi..
Ziya ... Aman burda ölme de başıma bela olma( gülerek tabi, şaka yollu)
Adam ... Hiç belli olmaz valla, hem biz yaşadık yaşayacağımızı ( bizi göstererek) bu gençler yaşasın artık ..
O noktada söze ben karıştım , hayırdır damar mı tıkanıkmış.. Evet dedi .. E tedavi ettirin diye cevapladım bende. Oğlum buradaki hastanede yapmıyorlar o işi , büyük hastanelere gitmem lazımmış . Boşverdim gitti ...
Hemde gayet rahat ve gevrek gevrek gülmeye devam ederek konuşuyordu , bir an kendimi düşündüm . Öyle bir durumda olsam müthiş tedirgin olurdum ..Aslında onunda tedirgin olduğunu ve bunu atlatmak için ölümle dalga geçtiğini de düşünmedim değil! Bir ihtimalde maddi yetersizlik olabilirdi , yanında oturan kişinin neye stres yaptın paraları sayamıyorsan bana getir demesinden böyle bir derdi olmadığını düşündüm ..
Diyeceğim o ki .....
Hayatı her yönüyle yaşama telaşı toprak olmaktan her zaman daha çekici ...
Dedem 96 yaşında ve geçenlerde 100'ü bulamayacağım galiba oğlum diyordu bana , Öyle deme dede yüz olduğunda televizyoncuları getireceğim ben sana dedim ...
Sanırım dedeme sakallarını dökecek bir tarif gerek önce:) Yanına gittiğimde kendimi mürit gibi hissediyorum :)
:))))))))))
Bir gülüş de benden olsun istedim sevgili Aynur...Gerçekten çok çok güzeldi...
Sevgileirmle...
:)
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta