-Sorunumu size söyleyemem, eczacı hanımla görüşmeliyim.
-Eczacı hanım şu an laboratuvarda. Bir dakika bekleyin haber verelim.
Yetmiş yaşlarındaki kadının gözleri etrafı sıkıntıyla taradı. Dükkânın içinde bir kenara büzülüp orada yokmuş gibi durmak istiyordu sanki. Üstelik eczacı hanım da bir türlü gelmek bilmiyordu. (Hay Allah… Söze neresinden başlamalı… Doktordan… Evet evet; doktordan başlayabilirim…)
-Hanımefendi buyurun, benimle görüşmek istemişsiniz.
-Şeyy. Ben şeyi soracaktım; Doktor Hüseyin bey yaşıyor mu?
-Hangi Hüseyin bey? Soyadı neydi?
-Soyadını hatırlamıyorum. Muayenehanesinin olduğu binanın önünden geçtim bugün. Tabelâsı yoktu.
-Peki, ben nasıl yardımcı olabilirim?
-O bana bir ilaç yazıyordu, siz de hazırlıyordunuz. Hatta iki ilaç… Birisini sürüyordum, diğeri hap gibiydi. Böyle minik minik hamur topları gibi bir ilaçtı. Onu da siz yapmıştınız.
-(Gülümseyerek) Anladım. Siz pilülden söz ediyorsunuz. Doktorlar çok uzun yıllardır pilül cinsi ilaçları yazmıyor.
- Benim o ilacı bulmam lazım...
-Peki şikâyetiniz neydi teyze?
-Kızım ben o kremi sürüyordum. Nasıl diyeyim; sıkıştırıyordu beni.
-Teyzecim kremi yapabilmem için formül neymiş görmem lâzım. Eski reçetesi duruyor mu?
- Siz yapıyordunuz ama yıllar önce.
- O zaman da doktorun yazdığı reçeteye bakarak yapmışızdır teyzecim.
-O top gibi hamurlardan da mı yapamazsın? N'olur bana yardımcı ol, eczacı hanım kızım.
-Bakın… Şöyle yapalım o halde. Ben şu anda çok yoğunum. Hastalara söz verdiğim ilaçları yetiştirmeye çalışıyorum. Ancak böyle bir ilaç yaptığımızı da hatırlamıyorum işin doğrusu. İlk sakin zamanımda bu işlevde kullanılan formül neymiş diye eski defterlere bakacağım sizin için. Telefonunuzu alayım, aradığımda konuşalım olur mu, ne yapabiliriz ne yapamayız...
-Benim o ilacı, bugün almam lazım.
-Neden bugün?
-Hanım kızım, inan ki kendim için değil, kocam “ilacı almadan sakın eve gelme! ” dedi.
Kayıt Tarihi : 11.10.2008 01:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Aynur Uluç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/11/gecmis-yaman-olur-ki-2.jpg)
Her meslek grubunda olması gereken'Toplam Kalite Yönetimi' kavramı açısından takdir ve taltife değer bir tutum.
Üstlenilen görevlerin yalnızca alanımız kapsamında olanları yerine getirip, işimize gelmeyenleri savuşturarak kurtulma kolaycılığı ve tembelliğine yönelmek bu ulusun düzeyini düşüren belirgin bir özellik.
Yapılan işin en iyisini en kalitelisini, insanı mutlu edenini yapabilme nezaketi dinamik insan tavrı.
İnsan radarına takılan şu gözlemi ve dile getirişi bakın hele. Gülümsedim ben de.
Ne işe yarıyorsa o ilaç artık.
Buyruk alan edilgen insanın olumsuz kalan koşullardaki mantıksız yakarışının zavallılığını irdeliyor olgucuk.
Bir şey dikkatimden kaçtı sanılmasın.
Ezcacı ne istediğini bilmeyen bu kadını haklı olarak başından atabilirdi.
Atmıyor. Sabırla dinliyor. Çare arıyor.
O yüzden ellerinden öperim.
bu da arap naci'ye...
:)))
güzel ötesi
Adam .....''Ziya ( kahveci) ulan benim kalp durmuş ama yeniden çalıştırmışlar...
Ziya ....... Sahi öyle bir şeyler duydum , hayırdır ..
Adam ..... Kalp krizi , acayip bir ağrı yaşadım önce gerisini hatırlamıyorum , kalbim durmuş ama çalıştırmışlar tekrar. Ulan ne güzel durmuş işte niye çalıştırıyorsunuz. Bir daha mı öleceğim ben şimdi..
Ziya ... Aman burda ölme de başıma bela olma( gülerek tabi, şaka yollu)
Adam ... Hiç belli olmaz valla, hem biz yaşadık yaşayacağımızı ( bizi göstererek) bu gençler yaşasın artık ..
O noktada söze ben karıştım , hayırdır damar mı tıkanıkmış.. Evet dedi .. E tedavi ettirin diye cevapladım bende. Oğlum buradaki hastanede yapmıyorlar o işi , büyük hastanelere gitmem lazımmış . Boşverdim gitti ...
Hemde gayet rahat ve gevrek gevrek gülmeye devam ederek konuşuyordu , bir an kendimi düşündüm . Öyle bir durumda olsam müthiş tedirgin olurdum ..Aslında onunda tedirgin olduğunu ve bunu atlatmak için ölümle dalga geçtiğini de düşünmedim değil! Bir ihtimalde maddi yetersizlik olabilirdi , yanında oturan kişinin neye stres yaptın paraları sayamıyorsan bana getir demesinden böyle bir derdi olmadığını düşündüm ..
Diyeceğim o ki .....
Hayatı her yönüyle yaşama telaşı toprak olmaktan her zaman daha çekici ...
Dedem 96 yaşında ve geçenlerde 100'ü bulamayacağım galiba oğlum diyordu bana , Öyle deme dede yüz olduğunda televizyoncuları getireceğim ben sana dedim ...
Sanırım dedeme sakallarını dökecek bir tarif gerek önce:) Yanına gittiğimde kendimi mürit gibi hissediyorum :)
TÜM YORUMLAR (7)