Aşkın kanununu yazsam yeniden
Gözlerin çinilenmiş kalbimin duvarına en mavi yerinden
Aşkın asude bir aşkın baharat ülkesi
Yolunda kalsam da yalın kalem, yalın kalp
Çöller arşınlamaktayım, zeybek oynamaktayım
Ölülerimin ardından, ömürlerimin ardından
Çal zurnacı, kan sun solgun rengine gülün
Uçan halılar muttasıl açık pencere arar yekpare taşlanmış bir ufukta
Camdan cama vurur yaralı bir kumru, yaralı bir sohbet
Dolgun kahkahalar çınlar, patlar sığ sular, memleketim, memleketim
Tennurem her gün ölür, her gün olur, evin arar
Bayramgâha gider, segâhla
Bir şair çocuk, bir tebessüm, bir heyecan, bir hayret
Esirgemeyen, bağışlamasız büyükadımların ardından
Ve hep iyi insan, hâlâ kendini başkalarına açış
Dünyanın en kimsesiz şairi, en kimsesiz aşığı
En sarsıntıya açığı, sarsılmadan kayıp gidiyor
Dalgaların üstünde, köpüklerle sevişerek
Dünyayla bir, sularla bir, rüzgarla bir
...
Batan gün kana benziyor, aşkla kapanıyor
Üzerine denizin çinçinesinin
Kabak kemanesiyle hıdır ve salyangoz boruzanıyla iliyas
İki yavru yonis düşmüşler peşine
Kanlı perdesini yırtayorlar yenihayatın ki
Masmavi ufuk fışkırsın en çürük satıhlardan:
Sevişelim a dostlar akşamlarla, sularla
Şahitsiz, sahipsiz
Ve bütün zamanlarda
N’ayrı dunyasız ve dünyada
Alabora, alaborda
....
Aşk bir emanet, annem sana terlik pabuç
Alacak, aşk narin, aşk bir terbiye
Aşk bir açıklık, aşk kendi oluşunu
Sarsıntıya açış, tesadüfe açış, bir çekiliş
Kayboluş, olgunlaşma, unutulma, dışarda kalış
‘Beni bu kadar sevdiğini bir bilebilseydim’leri duyamayış:
Bende bir dem ben bile kalmadı aşkdan başka
Aşk yoldan da başka aşkdan da başka bir aşka... veyl
Hasselby
9 agustos 2003
Kayıt Tarihi : 25.2.2006 06:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanmışlık şiire aktarılıyor. İfade biçiminizden o ana gidiyor, anı yaşıyor ve anda hissettiklerinizi hissedilebiliyorum. Ardındaki felsefeyi sezebiliyorum. Bir şiiri yazmak ile bir şiire ruh vermek farklı şeyler. Siz şiire ruh veriyorsunuz, bir dünya kuruyorsunuz, ne sizden, ne benden. Ortaya bir şiir çıkıyor ki ne bu dünyadan ne hayalden.
...
Sırdan yüzünü döner de yürek yana yana yokolur. Rüzgar eser de ne vareder, ne kendi yokolur.
Aşk susmaksa, neden insanoğlu konuşur. Suskunu susmasını bilen inletir, feryadı hangi diyardan duyulur.
Sırça yürek uyur da suyun içinde ateş nasıl büyür. Kaç yürek aşktan anlar söyle, bu derde derman nerden bulunur.
Ey aşık, yağmurda ıslansan da, gözyaşında yıkanmaktasın. Derdin dert değilse, yıllardır neyi aranmaktasın.
ankara
26 Eylul 2006
TÜM YORUMLAR (3)