kömürden geçmeden
tutuşmaz dil ateşi külle
varılmaz
suya
su şehirlerine
ve ayrılık
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Oluş nedir, olmak nedir, kemale giden yol hangi uçurumdan geçer..
Felsefenin temel meselesi olan bu sorulara ,bir kestirme yolla, bir keçiyolu ile ulaşmak için şiirden daha gelişmiş bir araç bulamamış insanoğlu..
Şiirin daima bir estetik geliştirme, beğeni düzeyini yükseltmek için yoksunluk ülkesinden geçmesi gerekir tezi ,şiirin varoluş anlamıyla gerçekten bitişiktir..
Bu tezin bir tez olmaktan çıkarak şiirde görülebilmesi, onun yaşanandan etkilenme gücünden , gündeliğin içinden hangi derinlikte sarıp sarmaladığını gösterebilmesinden geçer..
Monotonun, insani irkilmeye ve anlamsal sıçramaya bir tramplen olabildiği yerde şiir en güzel şekliyle vücuda gelir kanatine sahibinm ben..
Hülyalı bir soyutluk alemine intikal de değil elbet bu sıçrayış
Gündeliğin perdelerinin gerçekten aralandığı bir yerdir..
Şiirin anlamını ve bu anlamın aranması gereken yer ve yolları işaretlerken başarılı ama şiirleşirken zayıf kalmış gördüm şiiri..
Saygılarımla...
çok güzel bir aslında yazmak istediğim çok var suan ama yazıya dökülmüyor şu saate düşüncelerim bende kalsın :)
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta