kömürden geçmeden
tutuşmaz dil ateşi külle
varılmaz
suya
su şehirlerine
ve ayrılık
ve ölüm
ve yalnızlık
hep vardı
kime baktık biz
neydi
aynadan düşen bize?
buradan geçmeden
çözülmüyor anlam
süzmeden varlığı
yok ile
sözün gereği ne!
(Mart 2008)
('ZERENZE-Likurga Susları', Hayal Yay. Haziran 2009, Sayfa 53)
Kayıt Tarihi : 27.5.2008 08:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Felsefenin temel meselesi olan bu sorulara ,bir kestirme yolla, bir keçiyolu ile ulaşmak için şiirden daha gelişmiş bir araç bulamamış insanoğlu..
Şiirin daima bir estetik geliştirme, beğeni düzeyini yükseltmek için yoksunluk ülkesinden geçmesi gerekir tezi ,şiirin varoluş anlamıyla gerçekten bitişiktir..
Bu tezin bir tez olmaktan çıkarak şiirde görülebilmesi, onun yaşanandan etkilenme gücünden , gündeliğin içinden hangi derinlikte sarıp sarmaladığını gösterebilmesinden geçer..
Monotonun, insani irkilmeye ve anlamsal sıçramaya bir tramplen olabildiği yerde şiir en güzel şekliyle vücuda gelir kanatine sahibinm ben..
Hülyalı bir soyutluk alemine intikal de değil elbet bu sıçrayış
Gündeliğin perdelerinin gerçekten aralandığı bir yerdir..
Şiirin anlamını ve bu anlamın aranması gereken yer ve yolları işaretlerken başarılı ama şiirleşirken zayıf kalmış gördüm şiiri..
Saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (2)