geçemediğim hatıralar yağar bir bir;
ne gün bir boşluk doğarsa içime…
çöl denizinde ufacık su adaları,
veya susuzluğumun serapları gibi…
yaşanmaya dair umutları var halâ,
yarım bıraktığım
yarısında bırakıldığım hayatların,
yetimlerim diye el uzattığıma,
el uzattıklarına şahit olurum...
ne zaman unutsam kendimi…
hala göz kamaştırır
doyumsuz…kır çiçekleri gibi;
tomurcuk olduklarına, açtıklarına, savrulduklarına...
yeniden gönlüme nefha olduklarına şahit olurum
...nasıl zararı yoksa bahçede bir çiçeğin
unutmak istemediğim vicdan aynası onlar;
aşkı ve dostları anlamadığımın,
değerli anahtarları kaybettiğimin…
uğrayıp
yıldızlaşarak semaya yükselen,
göz kırpan, gönlümü okşayan yanlarım...
uzansam elime dolacaklar…
belki...
semaya çağıran diller
uzanan yollar gibi,
et ve kemiğimde mahsur kalışıma ah eden sırlar…
neyi kaybettiğimi anlayamadan,
en duru aşk timsallerini onlara kaptırdım...
dostluğum yeni yeni
biliyorlar mı bilmem...
budandığımı anladım onlrla...
yeni bir zamana kök-yaprak salan
çiçekli ve meyveli bir ağaç olmamı
...dileyeni anladım…
sanki anladım…
5-5-06
istanbul-fındıkzade
Kayıt Tarihi : 6.5.2006 02:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Erdal Gişi](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/05/06/gecilmez-hatiralar-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!