gecikmiş zamanlar kenti burası
yaralarını kaşıyan
kaşıdıkça kanatan insanların kenti
usulca geçiyorum geçmişe
ve sen öpüyorsun uçuklu dudaklarımı
kaşıdıkça kanıyor yaralarım
paslı bir kılıç çıkıyor kınından
boynumda hissediyorum
derin bir yara gibi
kanıyorum
her gece bu kabusla uyanıyorum
tanrıya ısmarlıyorum seni
keşkelerim içimde bir kurt gibi kemiriyor
kayıp ruhlar otelinde
ucuz aşk romanları okuyorum
daha sıradan yaşıyorum
daha az seviyorum
yalnız yatıyorum
uzun zaman oldu gözlerinde yanmayalı
sen başka bir evde
başka bir kalpte
bense cüzamlı bir hasta gibi hala geçmişte
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!