16 yaşındaydım. Babamı uğurlayana kadar da ne olup bittiğinin tam olarak farkında değildim. Okul ve yurt kaydı işlemleri bittikten sonra babamla valizlerimi odaya çıkarıp çıktık. Babam memlekete geri dönecek ben burada kalacaktım. O, otobüse bindikten sonra aklım başıma geldi. Artık gerçekten yapayalnızdım. Koskoca bir şehirde 16 yaşında tek başıma kalmıştım. O ana kadar aklıma gelmemişti ama otobüs hareket ettikten ve babamın görüntüsü silikleşmeye başladıktan sonra evimi ve annemi çok özlediğimi farkettim. Kardeşlerim ve babam da vardı tabi, ama ev demek olan annemi ve annem demek olan evimi başka türlü özlüyordum işte. Babamı geçirdikten sonra yurda döndüm. Tanımadığım bir sürü insanın arasında aptal serçeler gibi dolaştıktan sonra erkenden kendimi yatağa attım. Ve yanlış hatırlamıyorsam - ki böyle bir şey yanlış hatırlanmaz- sızana kadar da ağladım..
Ertesi sabah okula gittim, sonra akşam yurda döndüm. Sonra tekrar okul ve peşinden yurt.. Bir hafta boyunca başka hiçbir şey yapmadım, çarşıya bile çıkmadım. Aklımda haftayı bitirip eve gitmekten başka hiçbir şey yoktu. Kelimenin tam anlamıyla gün, hatta saat sayıyordum..
Otobüsten inip eve doğru yürümeye başladığımda yüzüm de gülmeye başlamıştı. Sabah ezanı okunuyordu bir taraftan, benimse feci halde ıslık çalasım vardı. Tuttum tabi kendimi ne olur ne olmaz..
Eve gelip kapıyı anahtarımla açtım ve olabildiğince gürültü yapmamaya çalıştım. Tahmin ettiğim gibi herkes uykudaydı. Parmak uçlarımda yürüyerek odama doğru yollandım ve ve kapıyı açıp yatağıma doğru yöneldiğimde birden durdum. Ben neredeydim? Yatağımda (artık eski yatağım) Yasin yatıyordu. Ben evden ayrılınca odam onun olmuştu anlaşılan. Kitaplığım da ortalarda yoktu. Yatağımın üstünde beş yıldır gözümü açar açmaz baktığım ve güne muhteşem başlamamı sağlayan Beşiktaşın efsanevi 89-90 sezonu posteri de yoktu yerinde. Ondan kalan boşluğu saçma sapan bir duvar takvimi doldurmaya çalışmıştı. Nefesimi tutarak usulca çıktım odadan. Elimde bavulum bir süre kapının ağzında bekledikten sonra umutla küçük odaya doğru yöneldim. Belki dedim içimden, belki eşyalarımı oraya taşımışlardır. Şimdi düşünüyorum da ne kadar aptalca.. Oraya da Veysel yerleşmişti çoktan ve eşyalarımdan eser yoktu. O an anladım, benim eşyalarım yoktu artık. Artık benim evim değildi orası, ara sıra gelen ve geldiğinde misafir muamelesi görecek olan biri oluvermiştim bir hafta içinde..
Yorulmuştum. Salondaki çekyata iliştim. Oturmadım, iliştim, ucuna ve usulcana.. On dakikadır evin içinde dolaşmama rağmen kimseler uyanmamıştı. Oracıkta durumumu gözden geçirdim tekrar. Evet bitmişti. Benim evim değildi artık burası, tam olarak yabancı sayılmazdım doğru, ama artık bensiz bir düzen kurulmuştu bu evde. Geldiğim sessizlikle evden çıktım Otogara gidip ilk otobüse atladım ve aynı hafta ikinci kez ağlamaya başladım. İnene kadar kesintisiz ağladım diyebilirim. Ve bu esnada karar verdim. Madem onlar beni gözden çıkarmışlardı, ben de onları unutacaktım. Bu satırları okuyan birileri varsa ne kadar geri zekalı olduğumu düşünebilirler. Düşünsünler. Ama şunu da unutmasınlar, 16 yaşındaydım ve annemi çok seviyordum. O ise bir hafta içinde kalan evlatlarıyla bensiz bir düzen kuruvermişti..
Aylarca eve gitmedim. Cep telefonu da yoktu o zamanlar. Ayda bir kaç kez bir kaç dakika konuşmak dışında temas bile kurmadım evdekilerle. Aklım sıra intikam alıyordum. Üçüncü ayın sonunda babam geldi yurda. Konuştu, 'niye hiç gelmiyorsun eve' dedi. 'Niye böyle yapıyorsun, bak annen çok üzülüyor.' Yuvarlak laflarla geçiştirdim. İçimden oh olsun benzeri şeyler geçti. Üzülürse üzülsün bana ne.. Ben az mı üzülmüştüm? Gitmeyecektim işte oraya bir daha hem orası benim evim değildi ki artık..
Babam konuştu ben dinledim. Sonra birlikte yemek yedik ve ayrıldık. Ayrılırken babam ne kelimelerin sıralanışını ne de vurgusunu ölene kadar unutamayacağım o lafı edip otobüse bindi. ' Yapma böyle. Üzme anneni. Yakında bir kardeşin daha olacak! ! ! ! ! '
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Oturmadım, iliştim, ucuna ve usulcana..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta